Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan: “Moskova saldırısı beklenmedik değil”

Moskova'da konser salonuna düzenlenen saldırıyı değerlendiren Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, “Hamas saldırısı, ardından gelen tepkiyle Rusya’ya nefes alma fırsatı tanımıştı, şimdi de DAEŞ saldırısı İsrail’e oksijen tüpü takabilir. İlginç bir denklem.”

İSTANBUL (İGFA)  - Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTFB) Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Moskova'da bir konser salonuna düzenlenen ve onlarca kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı değerlendirdi.

“RUSYA BU TÜR EYLEMLERE MARUZ KALMA KONUSUNDA DENEYİMLİ BİR ÜLKE”

“Moskova saldırısı tüm dünya açısından şok edici olsa da aslında beklenmedik değil.” diyen Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Rusya’nın kent merkezli ve tahrip gücü yüksek eylemlere maruz kalma konusunda deneyimli bir ülke olduğunu hatırlattı.

“EYLEMLERİN ARKASI GELEBİLİR…”

Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, “Hem dışarıda hem içeride savaş halindeler. Eylem şu an göründüğünden daha komplike ve tahripkar gibi görünüyor. Zincirleme bir eylem planı da söz konusu olabilir. Yani arkası gelebilir.” dedi.

İhtimaller üzerinde analiz yapan Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, bu analizlerini şöyle sıraladı:

“1-ABD ve Batı diplomatik misyonları aşırı uçlardaki örgütlerin terör eylemi planladığına yönelik yakın zamanda bir uyarı almışlar. Yani istihbarat servisleri eylem hazırlığını tespit etmiş. Bu eylemi yapanın kimler olduğunun bilindiğini de gösterir. 

“ABD YÖNETİMİNİN UKRAYNA’YI TEMİZE ÇIKARMAYA ÇALIŞMASI DURUMUN KRİTİKLİĞİNİ GÖSTERİYOR”

2-Arka planda Ukrayna’nın olması halinde Hamas saldırısına karşı İsrail’in verdiği tepki benzeri çok sert bir misilleme beklenebilir. Terör eylemleri tepkiyi meşrulaştırma işlevi görürler. İsrail’in meşru savunma hakkını tanıyan ABD, Rusya’nın meşruiyetini sorgulamakta zorlanacaktır. Henüz hiçbir kanıt olmadan ve henüz taziyede bile bulunmadan ABD yönetiminin Ukrayna’yı temize çıkarmaya çalışması durumun kritikliğini gösteriyor. 

“WAGNER ASKERLERİ DAHİL İHTİMAL DAHİLİNDE…”

3- Putin’in zaferle çıktığı seçimlerden hemen sonra gerçekleşmesi iç politik durumla ilgili bir eylem olma ihtimalini de masaya sürer. Eylemciler çok eğitimli askerler gibi görünüyor; Wagner askerleri dahil ihtimal dahilindedir. 

İSLAMCI MİLİTANLARIN TAŞERON OLARAK KULLANILMASI…

4-İdlib’de hareketlenme olması halinde fail olarak DAEŞ’in uzantılarına işaret edileceğini söyleyebiliriz. İslamcı militanları taşeron olarak kullanmak adetten sayılır. 

“SAVAŞ UKRAYNA’NIN BATISINA DOĞRU GENİŞLEYEBİLİR…”

5-NATO, Romanya üzerinden Karadeniz’e giriş arıyor. Avrupa’daki en büyük üssünü 2.5 milyar dolar yatırımla Karadeniz’e inşa ediyor. Eylem, Rusya’nın önleyici jeopolitik atağını tetikleyebilir ve savaş Ukrayna’nın batısına doğru genişleyebilir. 

6-Macron’un sert çıkışının ardından gelen saldırı Fransa’nın da zor durumda kalmasına yol açabilir. 

“İNCE BİR BUZ ÜSTÜNDE YÜRÜNEN BİR DÖNEME GİRDİK…”

7-Terör eylemleri etkiyi değil tepkinin oluşumunu hedefler. Büyük saldırılar da büyük tepki beklentisi yaratır. İnce bir buz üstünde yürünen bir döneme girdik.”

“SALDIRI DAEŞ/IŞİD KAYNAKLI GİBİ GÖRÜNÜYOR”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTFB) Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Moskova saldırısının son bilgilere göre DAEŞ/IŞİD kaynaklı gibi göründüğüne vurgu yaparak, ihtimaller analizindeki 1-4 ve 7. maddeyi toplu halde değerlendirdi.

Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, şöyle devam etti:

1-DAEŞ’in Ortadoğu bölgesi dışında yaptığı uluslararası saldırılar taşeron olarak kullanıldığı/üstlendiği eylemlerdir. Arkasında istihbarat servisleri bulunur ve şimdilerde Soğuk Savaş modeline evrilen Doğu-Batı rekabetinde karşılıklı misillemelerin aracıdır. Kendi başına hareket edemez, lojistik destek sağlayamaz, varlığını sürdüremez. 

“DAEŞ SALDIRISI İSRAİL’E OKSİJEN TÜPÜ TAKABİLİR. İLGİNÇ BİR DENKLEM…” 

2- Saldırının amacı Putin’in Netanyahu benzeri şuursuz ve orantısız bir tepkiye yönelmesi ve Rusya’nın Ortadoğu cephesinin yeniden hareketlendirilmesi olabilir. Ukrayna cephesinde İsrail’in Gazze saldırısından bu yana görünmez hale gelen ve ilerleme yönüne giren Rusya etkisi İkinci Cephenin yeniden açılışıyla durdurulmak istenmiş olabilir. Suriye’deki görece durağanlaşan durum aktif hale getirilerek, İsrail’in yeniden Batı’nın ihtiyaç duyduğu bir müttefike dönüştürülmesi, Rus tehlikesinin hatırlatılması ve Gazze’nin Batı kamuoyunda ikinci plana düşmesi hedeflenmiş olabilir. Hamas saldırısı, ardından gelen tepkiyle Rusya’ya nefes alma fırsatı tanımıştı, şimdi de DAEŞ saldırısı İsrail’e oksijen tüpü takabilir. İlginç bir denklem. 

“PUTİN İNTİKAM ALMA KONUSUNDA ‘YEMEĞİ SOĞUK YİYEN’ BİRİ…”

3- Putin’in soğukkanlı bir siyasetçi olduğu düşünülürse, misillemenin bir vakitte yine DAEŞ üzerinden Batı başkentlerinde, kanımca öncelikli Fransa toprakları hedefli gerçekleşmesi ihtimali bulunuyor. Macron, son açıklamasıyla ülkesini cephenin ön saflarına sürmüştü zaten. Suriye’nin yeniden hareketlenmesi Putin’in işine gelmeyebilir. Putin’in intikam alma konusunda “yemeği soğuk yiyen” biri olduğunu hatırlatalım. 

“İŞİN UCU YİNE BİZE (TÜRKİYE’YE) DOKUNABİLİR”

4- “İslamcı terör” fikrinin kitlesel hafızada diri tutulması Batı kamuoyunun konsolidasyonu ve ABD liderliğinin kabulü için en değerli araçtır. Bu bilişsel yönelim İsrail açısından da elzemdir. DAEŞ deyince onu besleyen, büyüten ve diri tutan aklın Türkiye’ye yönelik terörü de yine DAEŞ üzerinden (hem İslamcı terörün kendisi hem de onun karşısına yerleştirdiği Batı için de mücadele eden Kürt savaşçılar antitezi) beslediğini de hatırlatalım. Yani Putin’in tepkisine bağlı olarak işin ucu yine bize dokunabilir.”