- Dünyanin çevresini dolaşan Macellan nın gemisi gibi bişeydi bu.
Heyecanla bekleşen Kasaba halkı , Hatiplarin yokuşundan çarşı merkezine doğru tırmanan otobüsün önce aynalarinı görüyor, sonra nazlı bir gelin gibi süzüle süzüle gelişine şahit olurken heyecandan yerinde duramıyordu
"Bu nasıl bir vesaitti ???
Neredeyse Kasabanın çarşısına sığmayacak kadar büyük, kıyılıp kullanilamayacak kadar yeniydi, Sarı ve kırmızı renkleriyle büyüleye dururken herkesi, suslenip hazırlanan kurbanlık koçlar kalabalığı yara yara otobüsün önüne getirilmekteydi
Sarıveliler in otobüsünün rengi tabiki de Sarı olmalıydı, kırmızısı ise olmazsa olmazdı Milli rengimizdi zaten.
Kimbilir belki de Ireis bey, Galatasaray takımını tutuyor da olabilirdi bu nedenle mi Sarı Kırmızıydı yoksa renkleri???
Yok, yok, hayır, hayir...
Galatasaraylı bile olsa, kendi için boyle bir tercihte bulunacak birisi miydi ki, O kendisini hemşehrilerine oteden beri adamış birisi degil miydi ???
Sarının Oğlu'ydu nam-i diğer. Henüz İreis seçilmeden de zaten on parmağında on marifet yüklü degil miydi?
O Kasabanın terzisi, daha da önemlisi Kasabanın sıhhiyesiydi
Hangi haneye girmemiş, hangi cana dokunmamıştı ki, kışın bütün dünya ile irtibatı kesilen Kasabanın her şeyi olmamış mıydı ??
Nerede, hangi toprak damın altında birisi hastalansa Hızır gibi yetişmemiş miydi??
Yine bi doğum sonrası fenalaşan Bekçi Salih in hanımının hayata donmesine nasilda bir iğne ile vesile olmuştu...
Daha bunun gibi nice hastaya koşmamış mıydı gece gündüz, yağmur çamur demeden.
Her hastada itina ile kaynatıp dezenfekte ettiği cam şırıngasından şifa bulmayan kalmış mıydı Kasabada ???
Akgardaşın Cavuşu aratmazdi hani sıhhıyelikte...
İlk adaylığında Kasaba halkı kendisini İreis seçmekle bir ahde vefa örneği sergilememiş miydi "
diye düşünürken El Fatiha sesi ile irkildi
...
Ireis bey, arkadaşları ve bütün Kasaba halkı kesilen kurbanlarla birlikte dualarda bulunuyor , bir taraftan da kurbanların kanları otobüse sürülüyordu
"Vay be" sesleri ile "Maşallah Maşallah" sesleri birbirine karışıyor bir yandan da Ireis bey kürsüye doğru yürüyordu
Kalabalık tan birisi yuksek sesle " "Mercedes Otomarsan, Mercedes" diye bağırıyordu
Büyük bir vakur, büyük bir onur ve haklı bir gururla Gara Halıl ın kamyon kasasindan duzenleme kürsüsüne doğru yürüyordu kalabalığı yara yara Ireis Bey
Varol Başkan!!! En büyük Anavatan !!!sesleri inletiyordu arı petekli Anavatan bayrağı ve Türk Bayrağı ile süslü caddeyi
Mikrofonu eline alan Ireis bey;
"Sevgili Hemşehrilerim " diye başliyordu konuşmasına ve selamlama faslından sonra devam ediyordu
" ...Sevgili Hemşehrilerim, Bana dediler ki ; Sn Başkanım bu lüks otobüs gelmez sizin oralara, o yollara, yazık olur yapmayin"
"Ben de dedim ki onlara; Ben hemşehrilerimin saçının bir tek teline bile değişmem Otobüs de neymiş, feda olsun hemşehrilerime..." !!!
demeye kalmadan, cümlenin sonunu bile beklemeden bir alkış tufani titretiyordu Başdere boğazını
Bu nasıl bir ifadeydi, Kasaba halkı daha önce böyle bir iltifata mazhar olmuş muydu??? Kendisini hiç bu kadar değerli hissetmis miydi bu eli nasırlı insanlar, başı çilmeli analar ???
"Helâl olsun, helâl olsun" sesleri "Vaybe, Vaybe Mercedes Otomarsan V6" seslerine karışıyordu
Belki de hiç binmeyecek olsa bile otobüse, sadece kendisi için alınmışcasina mutlu ve gururluydu
Tarihi bir güne şahitlik ediyor olmanin verdiği keyifle eli ceketinin cebine, tütününe uzanmaktaydi
...
Anasayfa
Yazarlar
Ahmet ARDIÇ
Yazı Detayı
Bu yazı 1882+ kez okundu.
Kasabanın Otobüsü
Dünyanin çevresini dolaşan Macellan nın gemisi gibi bişeydi bu.
Heyecanla bekleşen Kasaba halkı , Hatiplarin yokuşundan çarşı merkezine doğru tırmanan otobüsün önce aynalarinı görüyor, sonra nazlı bir gelin gibi süzüle süzüle gelişine şahit olurken heyecandan yerinde duramıyordu
"Bu nasıl bir vesaitti ???
Neredeyse Kasabanın çarşısına sığmayacak kadar büyük, kıyılıp kullanilamayacak kadar yeniydi, Sarı ve kırmızı renkleriyle büyüleye dururken herkesi, suslenip hazırlanan kurbanlık koçlar kalabalığı yara yara otobüsün önüne getirilmekteydi
Sarıveliler in otobüsünün rengi tabiki de Sarı olmalıydı, kırmızısı ise olmazsa olmazdı Milli rengimizdi zaten.
Kimbilir belki de Ireis bey, Galatasaray takımını tutuyor da olabilirdi bu nedenle mi Sarı Kırmızıydı yoksa renkleri???
Yok, yok, hayır, hayir...
Galatasaraylı bile olsa, kendi için boyle bir tercihte bulunacak birisi miydi ki, O kendisini hemşehrilerine oteden beri adamış birisi degil miydi ???
Sarının Oğlu'ydu nam-i diğer. Henüz İreis seçilmeden de zaten on parmağında on marifet yüklü degil miydi?
O Kasabanın terzisi, daha da önemlisi Kasabanın sıhhiyesiydi
Hangi haneye girmemiş, hangi cana dokunmamıştı ki, kışın bütün dünya ile irtibatı kesilen Kasabanın her şeyi olmamış mıydı ??
Nerede, hangi toprak damın altında birisi hastalansa Hızır gibi yetişmemiş miydi??
Yine bi doğum sonrası fenalaşan Bekçi Salih in hanımının hayata donmesine nasilda bir iğne ile vesile olmuştu...
Daha bunun gibi nice hastaya koşmamış mıydı gece gündüz, yağmur çamur demeden.
Her hastada itina ile kaynatıp dezenfekte ettiği cam şırıngasından şifa bulmayan kalmış mıydı Kasabada ???
Akgardaşın Cavuşu aratmazdi hani sıhhıyelikte...
İlk adaylığında Kasaba halkı kendisini İreis seçmekle bir ahde vefa örneği sergilememiş miydi "
diye düşünürken El Fatiha sesi ile irkildi
...
Ireis bey, arkadaşları ve bütün Kasaba halkı kesilen kurbanlarla birlikte dualarda bulunuyor , bir taraftan da kurbanların kanları otobüse sürülüyordu
"Vay be" sesleri ile "Maşallah Maşallah" sesleri birbirine karışıyor bir yandan da Ireis bey kürsüye doğru yürüyordu
Kalabalık tan birisi yuksek sesle " "Mercedes Otomarsan, Mercedes" diye bağırıyordu
Büyük bir vakur, büyük bir onur ve haklı bir gururla Gara Halıl ın kamyon kasasindan duzenleme kürsüsüne doğru yürüyordu kalabalığı yara yara Ireis Bey
Varol Başkan!!! En büyük Anavatan !!!sesleri inletiyordu arı petekli Anavatan bayrağı ve Türk Bayrağı ile süslü caddeyi
Mikrofonu eline alan Ireis bey;
"Sevgili Hemşehrilerim " diye başliyordu konuşmasına ve selamlama faslından sonra devam ediyordu
" ...Sevgili Hemşehrilerim, Bana dediler ki ; Sn Başkanım bu lüks otobüs gelmez sizin oralara, o yollara, yazık olur yapmayin"
"Ben de dedim ki onlara; Ben hemşehrilerimin saçının bir tek teline bile değişmem Otobüs de neymiş, feda olsun hemşehrilerime..." !!!
demeye kalmadan, cümlenin sonunu bile beklemeden bir alkış tufani titretiyordu Başdere boğazını
Bu nasıl bir ifadeydi, Kasaba halkı daha önce böyle bir iltifata mazhar olmuş muydu??? Kendisini hiç bu kadar değerli hissetmis miydi bu eli nasırlı insanlar, başı çilmeli analar ???
"Helâl olsun, helâl olsun" sesleri "Vaybe, Vaybe Mercedes Otomarsan V6" seslerine karışıyordu
Belki de hiç binmeyecek olsa bile otobüse, sadece kendisi için alınmışcasina mutlu ve gururluydu
Tarihi bir güne şahitlik ediyor olmanin verdiği keyifle eli ceketinin cebine, tütününe uzanmaktaydi
...
Ekleme
Tarihi: 08 Ocak 2021 - Cuma
Kasabanın Otobüsü
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(4)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Mustafa yiğit
(09.01.2021 18:30 -
#72136)
Kalemine yüreğine sağlık Ahmet bey beni eski günlere götürdün heyecan verici
Ahmet ARDIÇ Teşekkür ederim Başkan
ensar
(10.01.2021 12:17 -
#72137)
Emeğine sağlık
Ahmet ARDIÇ Teşekkür ederim Reis
Hüseyin Derebağ
(11.01.2021 19:49 -
#72140)
Müdürüm başarılar diliyorum sağlık ve esenlik içinde
Ahmet ARDIÇ Teşekkür ederim Huseyin Bey Selamlar
Ali semiz
(04.04.2021 22:41 -
#72147)
Yüregine ve kalemine saglık arkadaşım,beni ilkokul yıllarıma götürdü çocukluk ama hiç o günü unutmadık ...saygı ve selamlar...