yandex
Aydın UZKAN
Köşe Yazarı
Aydın UZKAN
 

DESİNLER DİYE YAŞAMAK

Hayat, desinler ile demesinler arasında mekik dokuyarak geçiyor. Kendine rağmen ötekilerinin tercihi ve onayı baş tacı ediliyor her adımda. Amaçların ve araçların birbirine karıştığı bu hemgamede  kazanan da meçhul kaybeden de . Desinler  ve demesinler arasında  bir hayatı yaşamanın zorunlu olduğu yanılgısı, insanın özünü bozan bir hastalıktır. Bu tür bir hayat , kimliksiz, kişiliksiz ve  bukalemun ruhlu bireylerin yetiştiği bir coğrafyadır. Bu coğrafyalarda , etraf”ın arzuları doğrultusunda ip’te oynamaya gönül vermiş şaklabanlar yetişir bolca . ‘’Ne derler acaba diye kahrolası bir put vardır’’ der İsmet Özel. Reklamlar , moda dünyası ve gayri insani görenekler de, insanların  desinler- demesinler damarını kullanmaya dönük bir hezeyandır. Kendi gerçekliğini örten ‘’ desinler diye ‘’ yaşamak evrensel bir kuşatılmışlık halidir. Faturası ağırdır ve yankısı  yıllarca sürer.  Özsaygısı yitik bireyler, özsaygıyı yeniden  kazanmak için yine etrafındakilerin beklentileriyle desinler-demesinler çizgisinde özsaygısını kazanmaya çalışır. Bu kısır bir döngü içerisinde yıllarca debelenir durur, uyumsuz demesinler diye . Küçükken ‘’üstünü kirletme ki temiz çocuk desinler’’ diye başlar çoğu süreç . ‘’Sınıfta sessiz dur ki , uslu çocuk desinler ‘’diye devam eder.  Ödevler yüzünden odasına kapatılarak  eve gelen misafire hoş geldin demeyi öğretmezler, tembel demesinler diye. Ardından gecesini gündüzüne katarak bitirdiği test kitapları çocukların boyunu aşar, başarısız demesinler diye ! Sınavları kazanınca da  bitmez  düşlere atılan çimdikler. Mutluluğu cepte garanti görerek, istemedikleri bölümler yazdırılır , çok para kazanırsın diye. Ömür geçmektedir ve gözü kapalı imzalar atılır ‘’Evde kalmış demesinler ‘’ diye. En pahalı organizasyonla düğünler yapılır ‘’ amma da şaşalı düğün yaptı  ‘’ desinler diye. İcralar kapıyı aşındırsa da en pahalı eşyalarla donatılır ev ‘’ zevkli insanlarmış ‘’ desinler diye. Krediler iflahını kesse de  en  güzel arabalara binilir ‘’ kaliteli yaşıyor ‘’ desinler  diye. Aynı kişiler sevilir, aynı kişilerden nefret edilir ‘’ uyumsuz ‘’ demesinler diye. Aynı kitap okunur, aynı müzik dinlenir ‘’ düzen bozulmasın ‘’ diye Erkek sert ve buyurgan görünür ‘’kılıbık ‘’ demesinler diye. Kadın şekilden şekle girer ‘’güzel’’ desinler diye. Huzursuzluğu şiddetle birlikte zirveye çıkan çiftler, yıllarca  birbirine katlanır, ‘’ dul ‘’ demesinler diye.  İçi kan ağlasa da güler ‘’ zayıf ‘’ demesinler diye. Konuşmasında yerel dili kullanmaktan kaçınarak anlamını kendisinin dahi bilmediği ağdalı kelimeler söyler ‘’kültürlü’’ desinler diye. Büyüklerinin yanında çocuğunu sevmez, saygısızlık (!) olmasın diye. Ömür , Sezen Aksu’nun şarkısındaki gibi geçer; Yaşıyoruz desinler diye, bizi çok sevsinler diye… Desinler diye yapılanlar , yapıp kurtulayım türünden eylemlerdir. Sadakasını sosyal medyada ifşa ederek vermek, fukaraya verdi bir kuru ekmeğin on farklı fotoğrafını çekmek , ismi görünsün , duyulsun diye şaşalı hayr hizmeti yapmak .  Hepsi “iyi insan” desinler diye yapılan sahteciliklerdir. Kendi rengini ortaya koyarken tedirgin olmak, reddedilmekten korkmak, küçük düşme kaygısı, sevilmeme endişesi, insanların kendinden uzaklaşacağı  düşüncesi ve niceleri. Bunlar ve ‘desinler' diye yapılan, ya da 'demesinler' diye kaçınılan her şey insanı kendinden daha da uzaklaştırır. Nihayetinde boynundaki ipin yarı çapı nispetinde kendi olur anca. Bu  hâl, aklın , yüreğin ve inancın gösterdiği yolda değil , başkalarının diktiği okları takip eden çizgide yürümektir. Kendi hayatının yönetmeni olmaktan  ziyade,  figüranı olmayı tercih etmektir. İnsan tüm imkânları ile her seferinde  etrafındakilere cici görünmeye çalışsa da, herkes mutlaka bir şeyler diyecektir.  Bu nedenle  el alem ne der kaygısından kaçıp  , başkalarının beğeni  istasyonu olmamak gerekir. İnsanoğlu bunu yaptığı ölçüde kendi olacak, gayrısından kaçındığı ölçüde özgür ve özgün kalacaktır. Elimizde yaşanacak bir ‘’joker hayat’’ daha yok. Bu yüzden öyle bir hayat yaşayın ki, ardınızdan ‘’ iyi bilirdik ‘’ desinler !
Ekleme Tarihi: 30 Haziran 2021 - Çarşamba

DESİNLER DİYE YAŞAMAK

Hayat, desinler ile demesinler arasında mekik dokuyarak geçiyor. Kendine rağmen ötekilerinin tercihi ve onayı baş tacı ediliyor her adımda. Amaçların ve araçların birbirine karıştığı bu hemgamede  kazanan da meçhul kaybeden de .

Desinler  ve demesinler arasında  bir hayatı yaşamanın zorunlu olduğu yanılgısı, insanın özünü bozan bir hastalıktır. Bu tür bir hayat , kimliksiz, kişiliksiz ve  bukalemun ruhlu bireylerin yetiştiği bir coğrafyadır. Bu coğrafyalarda , etraf”ın arzuları doğrultusunda ip’te oynamaya gönül vermiş şaklabanlar yetişir bolca . ‘’Ne derler acaba diye kahrolası bir put vardır’’ der İsmet Özel.

Reklamlar , moda dünyası ve gayri insani görenekler de, insanların  desinler- demesinler damarını kullanmaya dönük bir hezeyandır. Kendi gerçekliğini örten ‘’ desinler diye ‘’ yaşamak evrensel bir kuşatılmışlık halidir. Faturası ağırdır ve yankısı  yıllarca sürer. 

Özsaygısı yitik bireyler, özsaygıyı yeniden  kazanmak için yine etrafındakilerin beklentileriyle desinler-demesinler çizgisinde özsaygısını kazanmaya çalışır. Bu kısır bir döngü içerisinde yıllarca debelenir durur, uyumsuz demesinler diye .

Küçükken ‘’üstünü kirletme ki temiz çocuk desinler’’ diye başlar çoğu süreç . ‘’Sınıfta sessiz dur ki , uslu çocuk desinler ‘’diye devam eder.  Ödevler yüzünden odasına kapatılarak  eve gelen misafire hoş geldin demeyi öğretmezler, tembel demesinler diye. Ardından gecesini gündüzüne katarak bitirdiği test kitapları çocukların boyunu aşar, başarısız demesinler diye !

Sınavları kazanınca da  bitmez  düşlere atılan çimdikler. Mutluluğu cepte garanti görerek, istemedikleri bölümler yazdırılır , çok para kazanırsın diye.

Ömür geçmektedir ve gözü kapalı imzalar atılır ‘’Evde kalmış demesinler ‘’ diye. En pahalı organizasyonla düğünler yapılır ‘’ amma da şaşalı düğün yaptı  ‘’ desinler diye. İcralar kapıyı aşındırsa da en pahalı eşyalarla donatılır ev ‘’ zevkli insanlarmış ‘’ desinler diye. Krediler iflahını kesse de  en  güzel arabalara binilir ‘’ kaliteli yaşıyor ‘’ desinler  diye.

Aynı kişiler sevilir, aynı kişilerden nefret edilir ‘’ uyumsuz ‘’ demesinler diye. Aynı kitap okunur, aynı müzik dinlenir ‘’ düzen bozulmasın ‘’ diye

Erkek sert ve buyurgan görünür ‘’kılıbık ‘’ demesinler diye. Kadın şekilden şekle girer ‘’güzel’’ desinler diye. Huzursuzluğu şiddetle birlikte zirveye çıkan çiftler, yıllarca  birbirine katlanır, ‘’ dul ‘’ demesinler diye.  İçi kan ağlasa da güler ‘’ zayıf ‘’ demesinler diye.

Konuşmasında yerel dili kullanmaktan kaçınarak anlamını kendisinin dahi bilmediği ağdalı kelimeler söyler ‘’kültürlü’’ desinler diye. Büyüklerinin yanında çocuğunu sevmez, saygısızlık (!) olmasın diye. Ömür , Sezen Aksu’nun şarkısındaki gibi geçer; Yaşıyoruz desinler diye, bizi çok sevsinler diye

Desinler diye yapılanlar , yapıp kurtulayım türünden eylemlerdir. Sadakasını sosyal medyada ifşa ederek vermek, fukaraya verdi bir kuru ekmeğin on farklı fotoğrafını çekmek , ismi görünsün , duyulsun diye şaşalı hayr hizmeti yapmak .  Hepsi “iyi insan” desinler diye yapılan sahteciliklerdir.

Kendi rengini ortaya koyarken tedirgin olmak, reddedilmekten korkmak, küçük düşme kaygısı, sevilmeme endişesi, insanların kendinden uzaklaşacağı  düşüncesi ve niceleri. Bunlar ve ‘desinler' diye yapılan, ya da 'demesinler' diye kaçınılan her şey insanı kendinden daha da uzaklaştırır. Nihayetinde boynundaki ipin yarı çapı nispetinde kendi olur anca.

Bu  hâl, aklın , yüreğin ve inancın gösterdiği yolda değil , başkalarının diktiği okları takip eden çizgide yürümektir. Kendi hayatının yönetmeni olmaktan  ziyade,  figüranı olmayı tercih etmektir.

İnsan tüm imkânları ile her seferinde  etrafındakilere cici görünmeye çalışsa da, herkes mutlaka bir şeyler diyecektir.  Bu nedenle  el alem ne der kaygısından kaçıp  , başkalarının beğeni  istasyonu olmamak gerekir. İnsanoğlu bunu yaptığı ölçüde kendi olacak, gayrısından kaçındığı ölçüde özgür ve özgün kalacaktır.

Elimizde yaşanacak bir ‘’joker hayat’’ daha yok. Bu yüzden öyle bir hayat yaşayın ki, ardınızdan ‘’ iyi bilirdik ‘’ desinler !

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.