yandex
Aykut Oğuz POLAT
Köşe Yazarı
Aykut Oğuz POLAT
 

Hürriyet Mefhumu Üzerine Üç Beş Lakırdı

Hürriyet Mefhumu Üzerine Üç Beş Lakırdı Son günlerde , çeşitli vesilelerle bir kavramın sıkça zikredildiğine şâhit oluyoruz : Hürriyet . Tanzimat'la beraber Türk kamuoyunun gündemine düşen bu mefhum , Meşrutiyet rejimiyle siyasal bir marja dönüştü ve sonrasında uzunca bir süre iktidara namzet hedeflerin en haşin sloganı hâlinde cemiyet hayatımıza intikal ediverdi . Peki , mezkûr sürecin öncesinde "hürriyet" mefhumu hiç mi mübahese edilmiyordu ? Pekâlâ ediliyordu . Fakat gazete , dergi vs. gibi kitle iletişim araçlarının henüz yaygın olmamasından ötürü "kamuoyu" oluşturamıyordu . Gelgelelim zamanla ve dahi bu araçlarla kitleselleşti ve günümüze değin geldi . Şimdilerde "moda tabir" görünümünde . Bizim bu yazıdaki gayemiz ise bu kavramın ontolojik zeminini sorgulamak ve dahi bu "mefhum"a dair orijinal kanaatler üretebilmektir . İlk sorumuz şu : Mutlak hürriyet fiilen ve beşeren mümkün müdür ? Mevzumuzun anlaşılırlığı adına bu soruya bir başka soruyla mukabele etmek gerekiyor : Eğer insan varlık kompozisyonu itibariyle mutlak bir hürriyete haizse hukuk hangi cürretle bu mutlak alanı sınırlandırmaya çalışır ? Farz edelim "hukuk"u kaldırdık . Muhatap olduğumuz şey bir "kaos" olacaktır . Bu kaos dahlinde tüm hürriyet sahaları , birbirine tahakküm etmeye çalışacak ve kendi tabiatını dayatacaktır . Birbirlerinin varlık sahasına tecavüz eden unsurlar , bu vesileyle "mutlak"lık iddiası güdecektir . Ortada bir tenâkuz(çelişki) var . Şayet sen mutlak isen neden varlık alanını genişletme uğraşındasın ? Hatta şunu da sormak lazım : Mutlak hürriyet iddiasında bulunan ferdin kendisi "ebedî" midir ? Hâsılı ve'l-kelam , hürriyet'in fiilen ebedî vasıflara haiz olamayacağı âşikârdır ve tabiatıyla sosyal kanunlar bir şekilde "hukuk"u zorunlu kılmaktadır . Bu hususta temel mantık prensiplerini kendine ilke edinmiş herkesin hemfikir olacağına kaniyiz . İkinci soru : Hukuk , hangi standartları kendine referans alarak "hürriyet" kavramını tahdit eder yahut etmelidir ? Hukukun bir standart ortaya koyabilmesi için yapması gereken ilk şey , insanı izah edebilmesidir. İzah edilemeyen bir insanın tasnif ve kategorize edilmesi de mümkün değildir . Netice itibarıyla bu izahın toplumsal kabullerle uzlaşımı "standart"ı meydana getirir . İşbu zemindeki tüm fikir mektepleri ise kendi "izah"ları temelinde toplumsal kabulleri yâ etkilemeye yâ da inşâ etmeye soyunurak standartlarını sergiler . Doğal olarak farklı izahlara ve neticesi olarak farklı standartlara sahip olan fertlerin hürriyet kavramı üzerinden birbirlerini tenkit etmeleri abestir . Keza işaretlenen temel düstur farklıdır . Görülüyor ki "standart" dediğimiz mesele gâyet de enfüsî/subjektif bir içeriğe sahiptir . Bizi burada alâkadar eden husus hangi standardın doğru olabileceği ve üzerinde ittifak edilmesi gerektiği ... Acaba aradığımız şey tüm insanlığın ittifak ettiği bir değer manzumesi mi ? Şayet öyle olsaydı insanoğlunu mekanik bir aynîlikte zikretmek zorunda kalırdık . Böyle bir şey mümkün olabilir mi ? Bilakis subjektivite bunu kaldıramaz , isyan eder . Zannımca bizim fellik fellik aradığımız şey , sınırlılığı aşan mutlak bir izahta gizli . Eskimez , pörsümez ve daima yeni bir "izah" ... Ve o izaha dayanan özde sabit , görüntüde elastike olabilen bir standart . Zannımca hürriyet asli kimliğini işte bu zeminde bulabilir . Mutlak'a iltica ettikçe sınırlarını bilecek , sınırlarını bildikçe mutlak'ın kudretine teslim olacak ve kendini mahiyetiyle beraber konumlandıracak . Hmmm ..! Yukarıdaki kabullerimiz bize şunu söylüyor : Sınırlı bir şeyi ancak mutlak ve sınırsız konumlandırabilir . Çünkü sınırlı olan her şey mutlak'ın içinde ve mutlak tarafından kapsanmış vaziyette .. O hâlde o da "mutlak"tan ! Kafesinde mutlak'ın türküsünü şakıyor . Hürriyet özü itibarıyla "mutlak" , parçalar âleminde mahdut(sınırlı) ... Hukuk ise bu mahdut alanın tertip edicisi ve mutlak'ın hükümranlığının ilancısı .. Aykut Oğuz POLAT
Ekleme Tarihi: 18 Mayıs 2022 - Çarşamba

Hürriyet Mefhumu Üzerine Üç Beş Lakırdı

Hürriyet Mefhumu Üzerine Üç Beş Lakırdı Son günlerde , çeşitli vesilelerle bir kavramın sıkça zikredildiğine şâhit oluyoruz : Hürriyet . Tanzimat'la beraber Türk kamuoyunun gündemine düşen bu mefhum , Meşrutiyet rejimiyle siyasal bir marja dönüştü ve sonrasında uzunca bir süre iktidara namzet hedeflerin en haşin sloganı hâlinde cemiyet hayatımıza intikal ediverdi . Peki , mezkûr sürecin öncesinde "hürriyet" mefhumu hiç mi mübahese edilmiyordu ? Pekâlâ ediliyordu . Fakat gazete , dergi vs. gibi kitle iletişim araçlarının henüz yaygın olmamasından ötürü "kamuoyu" oluşturamıyordu . Gelgelelim zamanla ve dahi bu araçlarla kitleselleşti ve günümüze değin geldi . Şimdilerde "moda tabir" görünümünde . Bizim bu yazıdaki gayemiz ise bu kavramın ontolojik zeminini sorgulamak ve dahi bu "mefhum"a dair orijinal kanaatler üretebilmektir . İlk sorumuz şu : Mutlak hürriyet fiilen ve beşeren mümkün müdür ? Mevzumuzun anlaşılırlığı adına bu soruya bir başka soruyla mukabele etmek gerekiyor : Eğer insan varlık kompozisyonu itibariyle mutlak bir hürriyete haizse hukuk hangi cürretle bu mutlak alanı sınırlandırmaya çalışır ? Farz edelim "hukuk"u kaldırdık . Muhatap olduğumuz şey bir "kaos" olacaktır . Bu kaos dahlinde tüm hürriyet sahaları , birbirine tahakküm etmeye çalışacak ve kendi tabiatını dayatacaktır . Birbirlerinin varlık sahasına tecavüz eden unsurlar , bu vesileyle "mutlak"lık iddiası güdecektir . Ortada bir tenâkuz(çelişki) var . Şayet sen mutlak isen neden varlık alanını genişletme uğraşındasın ? Hatta şunu da sormak lazım : Mutlak hürriyet iddiasında bulunan ferdin kendisi "ebedî" midir ? Hâsılı ve'l-kelam , hürriyet'in fiilen ebedî vasıflara haiz olamayacağı âşikârdır ve tabiatıyla sosyal kanunlar bir şekilde "hukuk"u zorunlu kılmaktadır . Bu hususta temel mantık prensiplerini kendine ilke edinmiş herkesin hemfikir olacağına kaniyiz . İkinci soru : Hukuk , hangi standartları kendine referans alarak "hürriyet" kavramını tahdit eder yahut etmelidir ? Hukukun bir standart ortaya koyabilmesi için yapması gereken ilk şey , insanı izah edebilmesidir. İzah edilemeyen bir insanın tasnif ve kategorize edilmesi de mümkün değildir . Netice itibarıyla bu izahın toplumsal kabullerle uzlaşımı "standart"ı meydana getirir . İşbu zemindeki tüm fikir mektepleri ise kendi "izah"ları temelinde toplumsal kabulleri yâ etkilemeye yâ da inşâ etmeye soyunurak standartlarını sergiler . Doğal olarak farklı izahlara ve neticesi olarak farklı standartlara sahip olan fertlerin hürriyet kavramı üzerinden birbirlerini tenkit etmeleri abestir . Keza işaretlenen temel düstur farklıdır . Görülüyor ki "standart" dediğimiz mesele gâyet de enfüsî/subjektif bir içeriğe sahiptir . Bizi burada alâkadar eden husus hangi standardın doğru olabileceği ve üzerinde ittifak edilmesi gerektiği ... Acaba aradığımız şey tüm insanlığın ittifak ettiği bir değer manzumesi mi ? Şayet öyle olsaydı insanoğlunu mekanik bir aynîlikte zikretmek zorunda kalırdık . Böyle bir şey mümkün olabilir mi ? Bilakis subjektivite bunu kaldıramaz , isyan eder . Zannımca bizim fellik fellik aradığımız şey , sınırlılığı aşan mutlak bir izahta gizli . Eskimez , pörsümez ve daima yeni bir "izah" ... Ve o izaha dayanan özde sabit , görüntüde elastike olabilen bir standart . Zannımca hürriyet asli kimliğini işte bu zeminde bulabilir . Mutlak'a iltica ettikçe sınırlarını bilecek , sınırlarını bildikçe mutlak'ın kudretine teslim olacak ve kendini mahiyetiyle beraber konumlandıracak . Hmmm ..! Yukarıdaki kabullerimiz bize şunu söylüyor : Sınırlı bir şeyi ancak mutlak ve sınırsız konumlandırabilir . Çünkü sınırlı olan her şey mutlak'ın içinde ve mutlak tarafından kapsanmış vaziyette .. O hâlde o da "mutlak"tan ! Kafesinde mutlak'ın türküsünü şakıyor . Hürriyet özü itibarıyla "mutlak" , parçalar âleminde mahdut(sınırlı) ... Hukuk ise bu mahdut alanın tertip edicisi ve mutlak'ın hükümranlığının ilancısı .. Aykut Oğuz POLAT
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.