“Neyi arıyorsan O’ sun sen.”
Mevlana
HEDEFLERİNİ BELİRLE
Hedefler istenilen sonuçların elde edilmesi için emeğimizi kullanacağımız alanları belirler. Neye ulaşmak istiyoruz? Önceliklerimiz neler? Hangi görev ve sorumluluklarımız var?
Kaynaklarımız, yeteneklerimiz, potansiyelimiz her biri hedefimize ulaşacağımız yolda ya bir engel ya da bir güç olarak çıkar karşımıza. Artık hayallerimizi eyleme dökme vaktidir. Eylemlerimiz, motivasyonumuz ve verdiğimiz kararlar çıktığımız bu yolda bizi amacımıza ulaştırır. Bu süreç hiçbir zaman sorunsuz ilerlemez. Engelleri kaçmadan, onlarla yüzleşerek, cesurca, farklı bakış açılarıyla aşmaya çalışmak hedefe ulaşmadaki mesafeyi kısaltır. Zorluklarla mücadele ederken, pek çok şeyi öğrenerek, güçlenerek çıkarız deneyimlerden. Acı en büyük öğretmendir. Kimi zaman hayal kırıklığı, kimi zaman armağan olur. Önemli olan bu yolculukta yolun tadını çıkartmak, başarının hazzına odaklanmak, vazgeçmemektir. Acıya odaklanmak, hem motivasyonumuzu azaltır, hem bizi yavaşlatır. Sorunlara korkmadan, bütün acıların eninde sonunda biteceğini bilerek çözüm aramak, zamanla insanı bir süper kahramana dönüştürür.
Birçok güçlüğün üstesinden gelebilen, risk alabilen, olumsuzluklara takılıp kalmayan aksine onlardan ders alan ve aynı hataları tekrarlamayan, değişimden çekinmeyen, başarıya ve hedeflerine odaklı bir insana dönüşmek istiyorsanız acının tadına bakmanız kaçınılmazdır. Bütün güzellikler zorluklarla ve sabırla gelir. Zümrüdü Anka kuşunun hikayesi buna en güzel örnektir.
Bilgi ağacının dallarının arasında yaşayan, her şeyi bilen, bütün sorunlara çözüm üretebilen Zümrüdü Anka kuşu birden ortadan kaybolur. Bunun üzerine diğer kuşlar onu bulabilmek için yola çıkarlar. Çok yukarlarda, Kaf Dağı’nın zirvesinde olduğu için ona ulaşmak oldukça zorludur. Yedi dipsiz vadiden geçerek ona ulaşabileceklerdir. Bütün kuşlar Zümrüdü Anka için gökyüzüne doğru uçmaya başlarlar. Ama bu yolculukta kimi yorulur, kimi düşer, kimi döner. Önce bülbül ayrılır onlardan. Güle duyduğu aşkı engel olur yolculuğuna. Uzaklaşır diğerlerinden, güle doğru kanat çırpar. Papağan güzelim tüylerine kıyamaz, Baykuş yıkıntılarını özler, Balıkçıl kuşu bataklığını. Kartal yükseklerdeki krallığını bırakamaz. Mazeretler, bahaneler derken kuşların sayısı gittikçe azalır. Yedi dipsiz vadinin hepsi birbirinden çetin, birbirinden zorludur.
1-“Nefs” Vadisi
Bu vadi tüm güzellikleri içinde barındıran, gam ve kederin olmadığı, çalışmadan her şeyin elde edilebileceği zevk, sefa, başarı, zenginlik gibi güzelliklere kolay yoldan ulaşılabileceği bir yerdir. Vadinin büyüsüne kapılan pek çok kuş bu uğurda amaçlarından vazgeçerler. Bu vadide kuşlar birçok kayıp verirler.
2-“Aşk “ Vadisi
Sislerle kaplı olan bu vadide hiçbir şeyi seçemeyen kuşlar, her gördükleri karartıyı kuş zannederler. Dağ, taş, tepe hepsi kuş olmuştur. Ağaçlar sülüne, yollar kuğuya dönüşmüştür onlar için. Bu yüzden kuşların birçoğunun gözleri aşkla kör olur ve onlar da vadide kalarak yolculuğa devam edemezler.
3-““Cehalet “ Vadisi
Bu vadiye ulaşan kuşlar anlamlandıramadıkları birçok tuhaf nesneyle karşılaşır. Ancak çevrelerine karşı duyarlılıklarını kaybederler. Önemsemeyi, düşünmeyi, hatırlamayı unuturlar. Unuttukları şeyler arasında Zümrüdü Anka’da vardır. Amaçlarından uzaklaştıkları için cehalet vadisinde kalırlar. Onlar için bu yolculuk artık sona ermiştir.
4-“İnançsızlık” Vadisi
Yolun gittikçe uzaması yolculuğu güçleştirir. Yorulmaya başlayan kuşlar umutlarını kaybetmeye başlarlar. Kuşlar Anka’ya ulaşamayacaklarını söylerler. Anka’yı bulsalar bile onun artık kendilerine yardım edemeyeceğini düşünürler. Bazıları ise Zümrüdü Anka’nın aslında hiç var olmadığı, boş bir hayal için boşuna umutlandıkları, geri dönmenin en doğrusu olduğu fikrine kapılırlar. Sonlarının diğer kuşlar gibi olacağına inanırlar. İnançsızlık vadisinde inançlarını bırakıp geri dönerler ve onlar bu yüzden bir sonraki vadiyi göremezler.
5-“Yalnızlık” Vadisi
Bu vadiye giren kuşlar diğer kuşlardan ayrılırlar. Yalnızlık Vadisi’ne tek başlarına ulaştıkları fikrine kapılırlar. Gruptan ayrılıp bireysel davranırlar. Her şeyi tek başlarına yaparlar. Kendi başlarına uçarlar, kendileri avlanırlar, rotalarını kendileri belirlerler. İş bölümünden ve grup olma fikrinden uzaklaştıkları için hiçbir konuda başarılı olamazlar. Birlik olanlar ise güçlerini birleştirip bir sonraki vadiye kanat çırparlar.
6-“Dedikodu” Vadisi
Dedikodu Vadisinde fısıltı sesleri yükselir. Grubun en sonundaki kuştan en başındaki kuşa kadar dedikodu dalgası yayılır. Kimi Anka’nın tüylerinin yandığını, kimi tüylerinin çıkmadığını, bir diğeri tüyleri olmadığı için gizlendiğini söyler. Sürünün en önündeki kuş ise Anka’nın bunlara dayanamayıp kendini öldürdüğünü fısıldar. Bu söylenenlere inananlar Dedikodu Vadisi’nde kalırlar. İnanmayanlar ise yollarına devam ederler.
7-“Benlik”Vadisi
Benlik vadisine gelen kuşlarda kendini beğenme hissi oluşur. Herkes diğerinden kendini üstün görür. Her kafadan bir ses çıkar. Lider olmak için yarışırlar. Vadinin tümünde “ben” sesleri yankılanır. Ben diyen kuşlar Benlik Vadisi’nde kaybolurlar.
Yedi vadinin üzerinden geçerlerken sayıları artık çok azalmıştır. Kaf dağına ulaşabilen yalnızca otuz kuş vardır. Zirve’de Anka’nın yuvasını bulurlar ve öğrenirler ki, her biri aslında bir Anka’ymış. Sabırlı olan, inanan, gayret eden, vazgeçmeyen, egolarından arınan bu kuşlar anlarlar ki aradıkları kendileridir. Yaptıkları yolculuk kendilerine yaptıkları, kendilerini buldukları bir yolculuktur.
Kendini bulmak, kendini keşfetmek, potansiyelini açığa çıkarabilmek ancak pes etmeyen, inancını koruyan bu yolda savaşanların zaferidir.