Sevgili okurlarım, Kendimizi bulmak, kendimizi keşfetmek için sizinle çıktığımız bu yolculukta, bu haftaki konumuz mutluluğun sırrı olsun istedim. “Mutluluğun sırrı; daha çok olanı aramakta değil, daha az olanın tadını çıkarmakta saklıdır.” diyor Sokrates. Hırslarımız, arzularımız, en iyiye olan meylimiz çoğu zaman kendimizde olanı fark etmemizin önüne geçerek sahip olduklarımızın hazzını yaşamaktan, onun kıymetini bilip şükretmekten alıkoyuyor bizi. Ama biliyoruz ki şükür nimeti arttırır. Kalbimizin ferahlaması, sıkıntılardan kurtulma, mutluluğumuz, iç huzurumuz şükürle bağlantılı. O halde kapatalım gözlerimizi, başlayalım şükür terapisine. Buyurun, birlikte şükredelim.              “Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim, Mahlûkatı yarattım.” Diyen Yüce Rabbimiz seni bilmeyi bize bahşettiğin ve kalbimizle, ruhumuzla, bedenimizle sonsuz varlığını ve ululuğunu anlamamızı nasip ettiğin için, şükürler olsun. Her zor zamanlarımızda, dibe vuruşlarımızda, “Allah var, keder yok” dediğimiz. Sığındığımız, el açtığımız, ihtiyaçlarımızı dillendirdiğimiz, gözyaşlarımızı önemseyen, en büyük sırdaşımız, bütün güzel sıfatların sahibi,  bize şah damarımızdan daha yakın olduğun için, şükürler olsun.  Umut ederek ve sevgiyle senden isteme hazzını bize yaşattığın, her birimizi, azametine ve ululuğuna yakışır şekilde bu kadar sayısız insan içinde eşsiz ve benzersiz yarattığın, bizleri kulun olmaya layık gördüğün için, şükürler olsun. Kusursuz bir dengede yarattığın evreni anlamayı, etrafımızda gördüğümüz güzellikler karşısında hayran kalmayı ve bütün bu güzelliklerin kaynağının sen olduğunu bilip, görmeyi bize nasip ettiğin için, şükürler olsun. Doğaya ve canlılara saygılı olma, onlarla uyum içerisinde yaşama, onları sevme, merhamet etme, koruma duygularını yüreğimize yerleştirdiğin için, şükürler olsun. Bizi yetiştiren, büyüten, her daim dualarında olduğumuzu bildiğimiz, hakkımızda hep iyilik ve güzellik isteyen, mutluluğumuzla sevinen,  üzüntümüzle üzülen, annemiz, babamız, ailemiz, akrabalarımız, dostlarımız, sevdiklerimiz, hayatı anlamlandırdığımız evlatlarımız için, şükürler olsun. Görmeyi, duymayı, dokunmayı, tatmayı, koklamayı bize bahşeden Mevla’mız, hayatın renklerini görmeyi, güzellikleri fark edebilmeyi, güzellikler yanında çirkinlikleri görerek güzelin kıymetini anlamayı, bir kuş sesinde, rüzgârın uğultusunda, sevgi sözcüklerinde seni bulmayı, küçük bir çocuğun saçlarında şefkati aramayı, dost meclisinde bir fincan kahvede, muhabbetin tadını almayı, baharın kokusunu içimize doldurmayı bize lütfettiğin için, şükürler olsun. Bize kendimizi ifade edebilme, duygularımızı, isteklerimizi dillendirebilme aracı olan konuşabilme yetisi verdiğin ve anlaşılabilir olmamızı sağladığın için, şükürler olsun. Vücudumuzu kusursuz bir düzende oluşturduğun, bütün organlarımızın uyumunu sağladığın, tüm uzuvlarımızı eksiksiz yarattığın, bedensel ve akli melekelerimizle noksansızca bizi tamamladığın, düşünmemizi, yürümemizi, koşmamızı, kimseye ihtiyaç duymadan sağlıklı bir şekilde hayatımıza devam etmemizi bize lütfettiğin için, şükürler olsun. Bizi değiştiren, dönüştüren, geliştiren, güçlendiren acılarımızdan, hayal kırıklıklarımızdan korkularımızdan, hatalarımızdan ders almayı “Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler.” diyebilmeyi bize öğrettiğin için, şükürler olsun. Kalemle yazmayı ve insana bilmediğini öğreten, Oku! Diyen sonsuz kerem sahibi Rabbimiz hayatı, insanı, evreni okumayı, kendimizi geliştirip yeni şeyler öğrenmeyi, bilgiye ve bilgili insanlara kolay yoldan ulaşmayı, teknolojiyi, bilgisayarı, interneti kullanmayı, uzak mesafeleri yakınlaştırmayı bize mümkün kıldığın için, şükürler olsun.             Gülümsemeyi bile sadaka sayan Mevla’mız, gülümsememize, mutlu olmamıza, huzurlu olmamıza müsaade ettiğin, gün doğumuyla başlayan yeni güne yeni bir nefesle uyanmamızı sağladığın, başlangıçlar, umutlar, hayaller için bize fırsat tanıdığın, gün batımında dingin bir uykuyla günü bitirmemize izin verdiğin için, şükürler olsun             “Er-Rezzak” Rızka kefil olan ve onu veren Rabbimiz, vücudumuzun gelişmesi, sağlıklı olması için yarattığın çeşit çeşit sebzeler, meyveler, bitkiler, canlıların hizmetine sunduğun mevsimler, tabiat, gökyüzü, güneş, ay, yıldızlar, gece, gündüz, kar, yağmur, yaşam kaynağımız su, hava, denizler, göller, hayvanlar, başımızı soktuğumuz yuvamız, evimizdeki konforumuz, hanemizdeki bereket, bahşettiğin tüm maddi manevi rızıklar için, şükürler olsun.             “Sonra onu düzeltip bir biçime soktu ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?” diyen Rabbimiz, tüm kalbimizle, ruhumuzla, bedenimizle şükrediyoruz. Tanık ol şükrümüze. Her şeyi bilen, gerçek bilginin sahibi, senin yarattığın ancak bizim göremediğimiz, idrak edemediğimiz bütün lütufların için de, sonsuz şükürler olsun.