yandex
Anasayfa Yazarlar Nihat Can Yazı Detayı Bu yazı 1113+ kez okundu.
Nihat Can
Köşe Yazarı
Nihat Can
 

Oje mi Buje mi

İnsanlık tarihi boyunca bireylerin birbirlerini anlamaları, duygu ve düşüncelerini aktarmaları, fikir alışverişinde bulunmaları için iletişim zaruri bir ihtiyaç haline gelmiştir. Ademoğlu geçmişten günümüze farklı metotlar ve materyaller kullanarak iletişim kurmaya çalışmışlardır. İnsanlık geliştikçe iletişim kurma araçları ve yöntemleri de farklılık arz etmiştir. Ateşin bulunuşu ilk iletişim ve haberleşmenin basamağı olarak görülmektedir. Sonrası malum insanlık tarihi boyunca dört nala giden Arap atı gibi iletişip durmuştur. Bakmışlar bu gelişmelere rağmen hâlâ birbirleriyle anlaşmak noktasında sıkıntı çekiliyor, çeşitli imge ve sembolleri kullanmaya başlamıştır. O da yetmemiş Müslüm Baba konserine hazırlık yapan jiletçi tayfalar  gibi daha hüviyete kavuşamamış bedenlerine çeşitli pigmentlerle çeşitli süslemeler yaptırmaya başlamışlardır. “Sanat, sanat için mi yoksa toplum için mi?” diye tartışılan tezin yanında kendine yer bularak dövme sanatı olarak araya girivermiş. Aslına bakılacak olursa yeni bir norm değildir. Bu gelenek M.Ö. Mısırlılara, Antik Yunana ve hatta Galyalılara dayanmaktadır. Romalılar “barbarlara özgü bir uğraş” olarak kabul ettikleri dövmeyi suçlular ile kölelere yaparlardı: Bir nevi damgalama, ayırt edip sınıflara bölme. Evet, markalama hem de patent başvurusu yapar gibi tescilleme sonuna da o meşhur R harfini çakma; Human Branding denilen yöntem çıkmıştır, anlamı insan markalama denilmektedir. İnsan markalamanın ana kullanılma amacı kölelerin kölelik statüsünü göstermek amacıyla köle sahiplerinin sembollerini kölelerin vücutlarına işleme yöntemidir. O dönemlerde köle sahibi olsaydım gelengi sembolünü kullanırdım. Sonra kuşaklardan kuşağa aktarılan restoran tabelaları gibi torunlarım M.Ö. 2000 diye gelengi sembolünü kullanır günümüze kadar taşıyabilirlerdi. Belki de şubeleşirlerdi. Hakikaten nedir bu teneşir tahtasında yunasıca kölelik sistemi? Yazılı tarihten bile eski bir sistemdir. Düşünebiliyor musunuz? Ortada ne yazı var ne medeniyet var, kimse neyin ne olduğunu bilmiyor. Belki yaprağı bile keşfetmemişler. Bir avuç yallı sanki cülük damında toplanan tavuklar gibi bir araya çokuşup: “Durun köleliği bir kuralım gerisini etrafına inşa ederiz.” demişler. Köle kelimesinin kökeni bile belli değil o derece koca bir kara delik.  Ama helal olsun öyle bir sistem kurmuşlar ki 21. yy coğrafyasında hâlâ sistemin çarkları dönmeye devam ediyor. Kelimesi kısa hikayesi uzun olan kölelik bir insanın başka bir insanın malı olmasıdır. Şimdilerde ise kölelik kalkmadı sadece boyut ve yöntemi değişti. Neyse çok sıktım sizleri tarihin kısa kısa anekdotlarında biraz da kadından, modadan bahsedelim. Mesela 2022 yılının modasından bahsetsek cıncık gibi olmaz mı? Mesela bu sene kışın habercisi olan geyikli taytların modası geçti yerini daha çok alengirli, yanar dönerli, yavşan yeşilli, çingene pembeli taytlar aldı. Püsküllü elbiseler bu yılın modası, dolaplarınızda bu elbiselere yer açmanızı tavsiye ederim. “Yok tarzım değil.” diyenlere de şiddetle olmasa da naçizane tavsiyem ekose kumaşlar. Alabulus renkli olanlarından hem de. Gözü yüksekte olanları da unutmadım; ellerinizi başınızın üzerine koyun ve sakin olun. Yüksek platformlu topuklu ayakkabılara bu yıl şans verirseniz ne kadar şık olacağınızı ne kadar yükseleceğinizi fark edeceksiniz âdeta on iki katlı rezidansta raks ediyormuş gibi olacaksınız. Öyle bir moda ki bu platformlar şalvarla bile giyseniz tamamlayıcı birer modern kadın gözükeceksiniz. Hafif allık bir de tırnaklarınıza toz pembe oje tamamdır, puzzle tamamlamış oldunuz. Günün en şık kadını olmaya adaysınız demektir. Sahi son dönemlerde artan fahiş fiyatların kozmetik camiasını da en derinden etkilediğini görüyoruz. 2 TL olan ojeler 20-60 TL arası markasına göre değişiklik göstermektedir. Bu asil tırnak cilası bana kalırsa minimum 1000 TL veya üzeri olması gerekiyor. Şimdi birileri çıkıp: “Hoop konses hayırdır, gicişiyon mu?” diyecek. Sakin ol madam... Hikaye şöyle: Oje yani tırnak cilası tırnakları süslemek, modaya ayak uydurmak, tırnakları korumak ve hatta subliminal mesajı karşıya iletmek için de kullanılır. Formülü süsleyici ve etkileyiciliğini arttırmak için defalarca değiştirilmiş ve tartışma konusu olmuştur. Tıpkı sandviçin formülünün geliştirilirken markalara dert olması gibi.  Kullanım alanları manikür, pedikürle sınırlı kalmamış; gevşeyen vidaları sağlamlaştırmak için vidalara oje sürülüp sağlamlaştırılmıştır. Islanan kibritlere oje sürerek tekrar yanıcı hale getirebilirsiniz. İpi iğneye geçirirken zorlanırsanız ipe birazcık oje sürerseniz rahatlıkla ipi iğne deliğinden geçireceksiniz. Küçük izleri kapatmak için de oje kullanabilirsiniz lâkin o tarihin koca izlerini ojenin o izlerini kapatamazsınız. Çağlar öncesi kadınlar ojeyi niye, neden kullanıyorlardır? Döndük yine hikayenin başına. Babillerde ortaya çıkan oje sosyal sınıf ayrımı yapmak için kullanıyorlardı. Daha sonra Mısırlılar da aynı şekilde köleler ve asilleri ayırt etmek için kullanıyorlardı. Sarayla başlayan hikayesi soyluların sembolü haline dönüşmeye başlamıştır. Şimdi soruyorum sizlere ojeyi kullanan siz mi soylusunuz yoksa üretip sizlere satanlar mı? Oje mi buje mi? Tarafını seç.
Ekleme Tarihi: 18 Nisan 2022 - Pazartesi

Oje mi Buje mi

İnsanlık tarihi boyunca bireylerin birbirlerini anlamaları, duygu ve düşüncelerini aktarmaları, fikir alışverişinde bulunmaları için iletişim zaruri bir ihtiyaç haline gelmiştir. Ademoğlu geçmişten günümüze farklı metotlar ve materyaller kullanarak iletişim kurmaya çalışmışlardır. İnsanlık geliştikçe iletişim kurma araçları ve yöntemleri de farklılık arz etmiştir. Ateşin bulunuşu ilk iletişim ve haberleşmenin basamağı olarak görülmektedir. Sonrası malum insanlık tarihi boyunca dört nala giden Arap atı gibi iletişip durmuştur. Bakmışlar bu gelişmelere rağmen hâlâ birbirleriyle anlaşmak noktasında sıkıntı çekiliyor, çeşitli imge ve sembolleri kullanmaya başlamıştır. O da yetmemiş Müslüm Baba konserine hazırlık yapan jiletçi tayfalar  gibi daha hüviyete kavuşamamış bedenlerine çeşitli pigmentlerle çeşitli süslemeler yaptırmaya başlamışlardır. “Sanat, sanat için mi yoksa toplum için mi?” diye tartışılan tezin yanında kendine yer bularak dövme sanatı olarak araya girivermiş. Aslına bakılacak olursa yeni bir norm değildir. Bu gelenek M.Ö. Mısırlılara, Antik Yunana ve hatta Galyalılara dayanmaktadır. Romalılar “barbarlara özgü bir uğraş” olarak kabul ettikleri dövmeyi suçlular ile kölelere yaparlardı: Bir nevi damgalama, ayırt edip sınıflara bölme. Evet, markalama hem de patent başvurusu yapar gibi tescilleme sonuna da o meşhur R harfini çakma; Human Branding denilen yöntem çıkmıştır, anlamı insan markalama denilmektedir. İnsan markalamanın ana kullanılma amacı kölelerin kölelik statüsünü göstermek amacıyla köle sahiplerinin sembollerini kölelerin vücutlarına işleme yöntemidir. O dönemlerde köle sahibi olsaydım gelengi sembolünü kullanırdım. Sonra kuşaklardan kuşağa aktarılan restoran tabelaları gibi torunlarım M.Ö. 2000 diye gelengi sembolünü kullanır günümüze kadar taşıyabilirlerdi. Belki de şubeleşirlerdi.

Hakikaten nedir bu teneşir tahtasında yunasıca kölelik sistemi? Yazılı tarihten bile eski bir sistemdir. Düşünebiliyor musunuz? Ortada ne yazı var ne medeniyet var, kimse neyin ne olduğunu bilmiyor. Belki yaprağı bile keşfetmemişler. Bir avuç yallı sanki cülük damında toplanan tavuklar gibi bir araya çokuşup: “Durun köleliği bir kuralım gerisini etrafına inşa ederiz.” demişler. Köle kelimesinin kökeni bile belli değil o derece koca bir kara delik.  Ama helal olsun öyle bir sistem kurmuşlar ki 21. yy coğrafyasında hâlâ sistemin çarkları dönmeye devam ediyor. Kelimesi kısa hikayesi uzun olan kölelik bir insanın başka bir insanın malı olmasıdır. Şimdilerde ise kölelik kalkmadı sadece boyut ve yöntemi değişti.

Neyse çok sıktım sizleri tarihin kısa kısa anekdotlarında biraz da kadından, modadan bahsedelim. Mesela 2022 yılının modasından bahsetsek cıncık gibi olmaz mı? Mesela bu sene kışın habercisi olan geyikli taytların modası geçti yerini daha çok alengirli, yanar dönerli, yavşan yeşilli, çingene pembeli taytlar aldı. Püsküllü elbiseler bu yılın modası, dolaplarınızda bu elbiselere yer açmanızı tavsiye ederim. “Yok tarzım değil.” diyenlere de şiddetle olmasa da naçizane tavsiyem ekose kumaşlar. Alabulus renkli olanlarından hem de. Gözü yüksekte olanları da unutmadım; ellerinizi başınızın üzerine koyun ve sakin olun. Yüksek platformlu topuklu ayakkabılara bu yıl şans verirseniz ne kadar şık olacağınızı ne kadar yükseleceğinizi fark edeceksiniz âdeta on iki katlı rezidansta raks ediyormuş gibi olacaksınız. Öyle bir moda ki bu platformlar şalvarla bile giyseniz tamamlayıcı birer modern kadın gözükeceksiniz. Hafif allık bir de tırnaklarınıza toz pembe oje tamamdır, puzzle tamamlamış oldunuz. Günün en şık kadını olmaya adaysınız demektir. Sahi son dönemlerde artan fahiş fiyatların kozmetik camiasını da en derinden etkilediğini görüyoruz. 2 TL olan ojeler 20-60 TL arası markasına göre değişiklik göstermektedir. Bu asil tırnak cilası bana kalırsa minimum 1000 TL veya üzeri olması gerekiyor. Şimdi birileri çıkıp: “Hoop konses hayırdır, gicişiyon mu?” diyecek. Sakin ol madam...

Hikaye şöyle: Oje yani tırnak cilası tırnakları süslemek, modaya ayak uydurmak, tırnakları korumak ve hatta subliminal mesajı karşıya iletmek için de kullanılır. Formülü süsleyici ve etkileyiciliğini arttırmak için defalarca değiştirilmiş ve tartışma konusu olmuştur. Tıpkı sandviçin formülünün geliştirilirken markalara dert olması gibi.  Kullanım alanları manikür, pedikürle sınırlı kalmamış; gevşeyen vidaları sağlamlaştırmak için vidalara oje sürülüp sağlamlaştırılmıştır. Islanan kibritlere oje sürerek tekrar yanıcı hale getirebilirsiniz. İpi iğneye geçirirken zorlanırsanız ipe birazcık oje sürerseniz rahatlıkla ipi iğne deliğinden geçireceksiniz. Küçük izleri kapatmak için de oje kullanabilirsiniz lâkin o tarihin koca izlerini ojenin o izlerini kapatamazsınız. Çağlar öncesi kadınlar ojeyi niye, neden kullanıyorlardır? Döndük yine hikayenin başına. Babillerde ortaya çıkan oje sosyal sınıf ayrımı yapmak için kullanıyorlardı. Daha sonra Mısırlılar da aynı şekilde köleler ve asilleri ayırt etmek için kullanıyorlardı. Sarayla başlayan hikayesi soyluların sembolü haline dönüşmeye başlamıştır. Şimdi soruyorum sizlere ojeyi kullanan siz mi soylusunuz yoksa üretip sizlere satanlar mı? Oje mi buje mi? Tarafını seç.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Rosesen
(18.04.2022 14:17 - #72238)
Efsane❤
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ferhat Soykan
(18.04.2022 16:33 - #72240)
Farklı bir lezzet olmuş. Geçişler harika.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
YarKI Koruk
(25.04.2022 03:25 - #72243)
olur öyle
N.Can Kürek arkada
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.