yandex

Erbakan Hoca’ya atılan ftiraya net yanıt!

GÜNDEM (BBH) - Haber Merkezi | 06.04.2024 - 18:20, Güncelleme: 06.04.2024 - 18:57 1833 kez okundu.
 

Erbakan Hoca’ya atılan ftiraya net yanıt!

Son günlerde sosyal platformlarda sıkça görünen ‘Necmettin Erbakan İsrail’le anlaştı’ iftira ve iddialarına net yanıt.

ERBAKAN HOCA'ya Atılan "İsrail’le Anlaştı" İFTİRASINA NET CEVAP!.. Günümüzde; özellikle bir kısım sosyal medya platformlarında  paylaşılan ve AKP iktidarının İsrail yandaşlığı'nın suçunu hafifletmek veya yansıtma yaparak bu AÇIK HIYANETE bahane uydurmak kastıyla... Hayatını ve rahatını başta "Kudüs Davası" olmak üzere; Milletimiz ve tüm  insanlığın kurtuluşuna adayan Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN Hocamız gibi aziz ve asil bir şahsiyete, hiçbir delile dayanmaksızın, tamamen müfterilik damarıyla: "Erbakan Hoca da İsrail ile çeşitli anlaşmalar yaptı" iddiasıyla kafalar karıştırılmaya çalışılmaktadır! Böyle bir iddiada bulunmak; Ya AKIL FUKARALIĞININ ya VİCDAN SAKATLIĞININ yada YAHUDİYE SATILMIŞLIĞIN bir göstergesidir!..   ERBAKAN HOCAYA ATILAN İFTİRANIN PERDE ARKASI!.. Öncelikle belirtmek gerekir ki; Erbakan Hoca İsrail’le asla hiçbir yeni anlaşma imzalamamıştır!.. Büyük ilim, fikir ve devlet adamı Aziz Erbakan Hoca'ya bulaştırılmak istenen anlaşmalar,54. Hükümetten önceki hükümetlerin imzaladıkları anlaşmalardır. Bunlardan en son imzalanan ikisi şunlardır: *23 Şubat 1996 tarihinde DYP-CHP Koalisyonu (Çiller Başbakanlığındaki 52.Hükümet) imzalanan "Türkiye-İsrail Eğitim İş birliği Anlaşması... *14 Mart 1996’da Mesut Yılmaz’ın ANAYOL Hükümeti (53.Hükümet) tarafından imzalanan " İsrail’le Serbest Ticaret ve Gümrük Birliği Anlaşması" gibi anlaşmalardır!..   Görüldüğü üzere; söz konusu iki anlaşmada ,28 Haziran 1996 da kurulan 54. Hükümet (REFAHYOL-ERBAKAN HÜKÜMETİ)'den önce yapılmıştır!.. Başbakan Erbakan’ın, ilk yaptığı işlerden biri de 1 Mayıs 1997’de yürürlüğe girecek olan bu anlaşmanın yürürlüğünü durdurmasıdır!.. Ve Efsane Başbakan: “Ben iktidarda olduğum sürece bu anlaşmayı yürürlüğe sokmam” demiştir!.. Peki REFAHYOL Hükümetinde İsrail’le Ne Yapılmıştır!?!.. Müfterilerin, Refahyol dönemde yapıldığını iddia ettikleri anlaşmalar önceki hükümetlerin imzaladığı, ERBAKAN Hoca'nın ise, pek çok maddesini ülkemiz lehine revize ettiği, F-4 uçaklarının modernizasyonu ile ilgili düzenlemedir!..    Şöyle ki; Genelkurmay Başkanı, Başbakan Erbakan’a gelerek, “F-4’lerin revizyonu gerekiyor, bu revizyonu yapmamız son derece elzemdir. Daha önce bu revizyonu ABD’de yaptırıyorduk, Ancak ABD, bu uçakların revizyonunu İsrail’e devretti” diyerek maruzatını iletir. Başbakan Erbakan o günün koşullarında, acil yapılması gereken bu iş için başka bir ihtimal de olmadığından, ülke savunması açısından elzem olan bu revizyonun yaptırılmasına onay vermiş ve ustaca taktiklerle bu işi; Milli Menfaatlerimize uygun şekilde lehimize çevirmeyi başarmışlardır!.. Bunun dışında Refahyol döneminde İsrail’le hiçbir düzenleme yapılmamıştır.   KONUYU BİRAZ AÇARSAK! O günlerde elimizde bulunan F-4 uçaklarının askeri uzmanların talepleri ve bilgilendirmeleri gereği revize edilmesi gerekiyordu. Kullanılabilmeleri için mecburen modernizasyonu gereken bu silahlarımızı, o günlerde sadece ABD ve İsrail revize edebiliyordu!.. ABD'nin hem "Tesislerimiz dolu gibi" bahaneler öne sürmesi... Hem bizim uzmanlarımızla Teknoloji paylaşımı yapmaması-revizyon eğitimi vermeye yanaşmaması...gibi nedenlerden dolayı; 54.ERBAKAN Hükümeti, ABD’deki fiyatların çok altında bir fiyata ve modernize eğitiminin bizim uzmanlarımıza verilmesi koşuluyla, revize işleminin İsrail’de yapılmasına karar vermiştir. Böyle bir durumda başka ne yapılacaktı, uçaklar çöpe mi atılacaktı?!..Elbette Milli Menfaatlerden taviz vermeden yapılması gerekenler yapılmıştır. Yani, bir kısım "Gayri Milli" çevrelerin Aziz Erbakan Hocaya attıkları iftiranın temelinde daha önceki hükümetler döneminde yapılan anlaşmalar gereği yapılan görüşmelerin, Milli Çıkarlarımız doğrultusunda revize edilerek sonuçlandırılması yatmaktadır!..   Bir ömür boyu, Ağır Sanayi hamlesi ve Milli Harb Sanayi için çırpınan; ama dış güçler, masonik mahfiller ve sağcı-solcu işbirlikçiler tarafında sürekli sekteye uğratılan Erbakan’ın “F-4 savaş uçaklarımızı niye ABD’ye değil de, daha ucuza ve eğitimini de aldırarak İsrail’de modernize ettirdiğini? sorgulayıp suçlamak ise, Yahudi cıfıtlığının karakterini yansıtıyordu. Hem bu hastalıklı zihniyetlerin iddaa ve iftira ettiği gibi Erbakan, madem ABD ve İsrail’e bu kadar yarıyordu ve onların çizgisinden çıkamıyordu da, ne diye bu gavurlar O'nun tırnağıyla söke söke ulaştığı iktidarlarına bir yıl bile dayanamıyor ve darbeler tezgahlamak zorunda kalıyordu?!.. Erbakan Hoca Milli çıkarlarımız doğrultusunda bu Siyonist merkezlere ve yerli masonik çömezlerine nasıl bir kazık atmıştı ki, bir türlü acısı unutulmuyordu? Erbakan; birilerinin “bunları biz yapamayız, başaramayız” acziyetleri ve aşağılık kompleksleri sonucu, en stratejik ihtiyaçlarımızı bile Siyonist İsrail’e ve ABD’ye havale ettikleri bir dönemde, işbirlikçilerin yaptıkları anlaşmaların en ağır maddelerini elinin tersiyle iterek bunları kendi ülkemizde başarabileceğimizi ciddi bir devlet adamlığı kararlılığı ile ortaya koyan örnek bir devlet adamıdır.   ERBAKAN HÜKÜMETLERİNDE MİLLİ SANAYİMİZLE İLGİLİ İHTİYAÇLARIMIZIN GİDERİLMESİ İÇİN ÇALIŞMIŞTIR!.. Malum olduğu üzere, Refah -Yol Hükümetinden önceki Mesut Yılmaz döneminde kararı verilen; ordumuzun ihtiyacı olan bir kısım uçakların modernizasyonuyla ilgili İsrail’le yapılan anlaşma 14 milyar dolarlık,10 yıllığına yapılan ve her yıl İsrail’e 1 milyar 400 milyon dolarlık ödeme yapmayı şart koşan bir anlaşmadır. Bunun ülkemiz adına bir utanç olduğunu ve asla kabul edilemeyeceğini söyleyen Erbakan Hocamız, bunun yerine yeni bir projenin hayata geçirilmesi için etrafındaki Teknik heyete ve ilgililere talimat vererek, bunun ASELSAN bünyesinde gerçekleştirilmesi için, bir fizibilite raporu hazırlatmıştır. İşte bu teknik kadronun başında Doç. Sedat Çelikdoğan, (O günkü OSTİM yönetim kurulu üyesi) bulunmaktadır ve 45 günlük bir çalışmadan sonra, raporu Başbakan Erbakan’a sunmuşlardır. Bu rapora göre; ASELSAN bünyesinde 3 milyar dolarlık bir yatırım yapılırsa kendi tanklarımızı da uçaklarımızın elektronik aksamını (beyin mekanizmasını) imal edeceğimiz ortaya çıkmıştır. Bu proje 2.5-3 yıl içerisinde tamamlanacak, uluslararası patent hakkına sahip olabilmek içinde 2 yıl deneme süresi ile beraber 5 yılda hayata geçirilecek şekilde tasarlanmıştır.   Erbakan Hocamız, bu projenin devlet erkânına, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarına bir brifing olarak verilmesini sağlayarak hayata geçirilmesinin ilk adımını atmıştır. Sunumu yapan Değerli Bilim Adamı Doç. Sedat Çelikdoğan, dönemin Genelkurmay Başkanı İ. Hakkı Karadayı tarafından iki defa boynuna sarılmak suretiyle takdirle karşılanmıştır. Başbakanımız Prof. Dr. Necmettin Erbakan da heyete, bu projenin hayata geçirilmesi için Hükümet olarak bütçeden ödeneğin ayrılacağı müjdesini vererek Milli ve haysiyetli tavır nasıl olur bir kez daha göstermiştir. Başbakan ERBAKAN İsrailli Yetkiliyle NEDEN ve NASIL GÖRÜŞTÜ?!.. Başbakan Erbakan, hayatının tamamında olduğu gibi hükümetleri döneminde de İsrail’le hiçbir zaman yakınlaşmadı. Aksine İsrail’i uyardı ve etkisiz kılacak tedbirler aldı!.. Refahyol dönemi boyunca İsrail, Filistinlilere karşı hiçbir taarruzda bulunamadı, hiçbir Filistinlinin burnunu bile kanatamadı!.. Refahyol Hükümeti döneminde İsrail Dışişleri Bakanı Davit Levy’nin uzun uğraşları ve ısrarlı randevu talepleri sonunda yapılan kabulde; Levy öncelikle soğuk bir şekilde karşılanıyor ve UYARILARA MUHATAP OLUYORDU!.. Yapılan görüşmede Başbakan Erbakan ERBAKAN'ın net duruşuyla,İsrail tarafı önceki hükümetler döneminde yapılan anlaşmalarla ilgili hem ÖNEMLİ TAVİZLER  VERMEYE MECBUR BIRAKILIYOR!.. Hem de; “Birleşmiş Milletler kararlarına uyunuz. İşgal ettiğiniz topraklardan çekiliniz. Yeni yerleşim merkezi açmaktan vazgeçiniz. Mescid-i Aksa’ya saygılı olunuz” gibi uyarılarla kulakları çekiliyordu!.. Tabi bu süreçte önemli bir konu daha vardı; o da, daha önceki hükümetlerin İsrail’le imzaladıkları anlaşmalar konusuydu. Haliyle bu antlaşmanın bazı maddelerinin iptal edilmesi bazı yerlerinin de değiştirilmesi lazımdı!..   Yapılan görüşme dolayısıyla; ülkemizin menfaatleri gereği bu antlaşmanın 10 yıldan 5 yıla indirilmesi, parasal miktarının da 14 milyar dolardan 7 milyar dolara düşürülmesi sağlanmıştır. Acil modernizasyonu gereken uçaklarımızın çok daha ucuza yapılması yanında, modernize teknolojisin uzmanlarımızla paylaşılması sağlanmış revize eğitiminin verilmesi şart konulmuş!.. Böylece onlara tekrar ihtiyacımızın kalmayacağı şekilde şartlar oluşturulmuştur!.. Yani Başbakan ERBAKAN, İsrailli Yetkiliye Hem İyi Bir DERS VERİYOR, Hem de ALACAĞINI ALIYORDU!.. Aslında Erbakan Hocanın takdir edilmesi gereken bu haysiyetli ve cesaretli tavrını bile: “ O'da İsrail’le anlaşmalar yaptı" şeklinde saptırmak, olsa olsa derin bir kin ve kuyruk acısıdır!..   Konuyla İlgili Erbakan Hocamızın Başbakanlığı Döneminde Gazeteci Mehmet Ali Birand’ın Sorusuna Verdiği Cevap Her Şeyi Aydınlatmaya Yeterlidir: “M. Ali Birand: “İsrail Anlaşması böyle devam edecek mi? Erbakan Hoca: “İsrail anlaşması nedir yetkililerden bilgi aldık. Anlatılan şudur… “Bizim F-4 uçaklarımız vardır. Bu uçaklarımızın belli uçuşlardan sonra revize edilmesi lazım. En modern radarlarla donatılmış uçaklardır bunlar... Bu uçakları Dünyada bir Amerika bir de İsrail yapabiliyor, revize edebiliyor. Amerika: “Ben bunları yapmam, yapamam bunu yapacak tesislerimiz doludur.” Dediği için İsrail'e yaptırıldı. Parasını vereceksiniz uçaklarınızı revize ettireceksiniz. Bu uçakların revize edilmesindeki bütün teknoloji de Türkiye’ye verilecek. Türkiye bundan sonra da başka ülkelerin uçaklarını revize edebilecek” olay budur!..   İŞTE ERBAKAN'la Erdoğan'ın FARKI!.. Hatırlayınız, terör devleti İsrail’in Filistin’deki işgal ve zulmünü engellemek için, Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 54. Hükümet’in Başbakanı olarak son derece önemli ve tarihi bir karar almıştı. Ve bu karar Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. “Türkiye Tarafından Hebron (El-Halil)’a Askeri Personel Gönderilmesi Hususunda Hükümetin Yetkili Kılınması İçin, Anayasa’nın 92’nci Maddesine Göre İzin Verilmesine Dair” Karar No: 487, Karar Tarihi 20.2.1997 (Resmi Gazete ile yayımı: 22.2.1997, Sayı: 22913) karar alınmış, Meclis’te oylanmış 1 hafta sonra 28 Şubat darbesi yapılmasına rağmen Filistin El Halil’e Türk askeri yollanmış ve İsrail 2019’a kadar bu karara uymak zorunda kalmıştı! “Hebron (El-Halil)’un Filistin Ulusal Yönetimi’ne devrinden sonra uluslararası gözlemcilik görevini üstlenmek üzere Türkiye, Danimarka, İtalya, İsveç, İsviçre ve Norveç tarafından oluşturulacak mevcudiyet hakkında, adı geçen ülkeler arasında 30 Ocak 1997 tarihinde Oslo’da imzalanan ve 4/2/1997 tarihli ve 97/9075 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Hebron’da Geçici Uluslararası Mevcudiyet Kurulması Hakkında Anlayış Muhtırası”nda ve “İsrail ile Filistin Ulusal Yönetimi’ne Tevdi Edilecek Mektup”ta belirtilen kurallar ve amaçlar çerçevesinde görev yapmak üzere Türkiye tarafından Hebron (El-Halil)’a askeri personel gönderilmesi… Söz konusu Anlayış Muhtırası uyarınca mevcudiyetin görev süresinin üç ay olması, İsrail ve Filistin Ulusal Yönetimi’nin farklı bir süre üzerinde mutabık kalmamaları halinde üç aylık sürelerle uzatılması… Hususunda Hükümetin yetkili kılınması için Anayasa’nın 92’nci maddesine göre izin verilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 20.02.1997 tarihli 59’uncu Birleşiminde kararlaştırılmıştır.” Bu Karara Ait Tutanaklar; (Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cilt 21, Birleşim 59, Sayfa 88: 109) Evet; Erbakan Hocanın 28 Haziran 1996 ve 20 Haziran 1997 yılları arasındaki 54. Refahyol Hükümeti döneminde alınan tedbirlerle işgal edilmiş Filistin topraklarında terörist İsrail’in bir masumun burnunu kanatmasına bile müsaade edilmemiştir. İşte şahsiyetli dış politika, işte örnek devlet adamlığı, işte insanlık, işte adam gibi adamlık budur.    Erbakan Hocamızın Filistin’e asker gönderme kararının hemen ardından, son derece dikkat çeken gelişmeleri de hatırlatmak lazımdı: 1) Başbakan Erbakan imzasıyla, Filistin’e Türk askeri gönderilmesine ilişkin alınan karar tarihi; 20 Şubat 1997. 2) Başbakan Erbakan imzasıyla, Filistin’e Türk askeri gönderilmesine ilişkin alınan kararın Resmi Gazete’de yayım tarihi; 22 Şubat 1997. 3) 28 Şubat Darbesi’ne giden süreci başlatan o ünlü Millî Güvenlik Kurulu (MGK) ne zaman toplandı; 28 Şubat 1997. Yani, Başbakan Erbakan imzasıyla, Filistin’e Türk askeri gönderilmesine ilişkin alınan kararın Resmi Gazete’de yayım tarihinden 6 gün sonra! 4) Peki, bu kararlar alınırken perde arkasında kimler vardı? ESDER tarafından düzenlenen ‘28 Şubat ve Ticari Hayata Etkileri’ konulu konferansta tarihi açıklamalarda bulunan Erbakan Hoca şunları ifade etmişti: “Refah-Yol’un ABD ve İsrail’in menfaatleriyle uyuşmadığı için Siyonizm tarafından görevden alınması için düğmeye basıldı. ABD Devlet Başkanı Savunma Başdanışmanı Alan Makovsky, bir çalışma yapıp, raporu 300’ler Meclisi’ne sundu, rapor okunduktan sonra da onaylandığı ortaya çıktı...” 5) Gizli ve şifreli olan ABD’nin bu Siyonist planı, kısa süre sonra özel kanallardan Türkiye’ye ulaşınca Erbakan Hoca tarafından kamuoyuna deşifre edildi. Makovsky’nin hazırladığı plan; daha sonra tarihi 28 Şubat MGK’sında hükümetin önüne getirilen 18 maddelik irtica ile mücadele eylem planının tıpa tıp aynısıydı! 6) İşte bu Makovsky kim; meşhur Amerikalı stratejist Yahudi olmaktaydı!.. İsrail Çıbanı Deşilecek; Adil Düzene Geçilecek!.. Efsane Başbakanlarımızdan Rahmetli Erbakan Hocamız, 1970’li MSP yıllarında, Milli Gazete’nin bir hediyesi olarak bir ATLAS dağıtmıştı. O atlasın hiçbir yerinde İsrail diye bir devlet ve onun bayrağı yer almamıştı. Çünkü Erbakan’a göre, İsrail zaten suni ve geçici bir terör yapılanması ve İslam dünyasının bağrına yerleştirilmiş bir çıbanbaşıydı. Ve önünde sonunda mutlaka ortadan kaldırılacaktı. Bu nedenle haritalarda bir devlet gibi gösterilmesi, anlamsızdı ve haksızlıktı. Bu nedenle yok sayılmıştı! Evet, Erbakan’ın Milli Görüş Hareketi, evrensel ve orijinal programları ve Adil Düzen hazırlıkları, dünyadaki tarihi değişimin ve talihli devrimin FİKRÎ altyapısını oluşturmaktaydı. Ve bunların uygulanmasını mümkün kılacak ve zalim odakları hizaya sokacak teknoloji harikası savunma hazırlıklarını tamamlaması lazımdı ve yapılmıştı. Milli Çözüm ise bu kutlu şuuru pekiştirme ve geliştirme aşamasıydı. KAYNAK: BU HABERİN HAZIRLANMASINDA MİLLİ ÇÖZÜM MAKALELERİNDEN YARARLANILMIŞTIR!..    
Son günlerde sosyal platformlarda sıkça görünen ‘Necmettin Erbakan İsrail’le anlaştı’ iftira ve iddialarına net yanıt.

ERBAKAN HOCA'ya Atılan "İsrail’le Anlaştı" İFTİRASINA NET CEVAP!..

Günümüzde; özellikle bir kısım sosyal medya platformlarında  paylaşılan ve AKP iktidarının İsrail yandaşlığı'nın suçunu hafifletmek veya yansıtma yaparak bu AÇIK HIYANETE bahane uydurmak kastıyla... Hayatını ve rahatını başta "Kudüs Davası" olmak üzere; Milletimiz ve tüm  insanlığın kurtuluşuna adayan Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN Hocamız gibi aziz ve asil bir şahsiyete, hiçbir delile dayanmaksızın, tamamen müfterilik damarıyla: " Erbakan Hoca da İsrail ile çeşitli anlaşmalar yaptı" iddiasıyla kafalar karıştırılmaya çalışılmaktadır! Böyle bir iddiada bulunmak; Ya AKIL FUKARALIĞININ ya VİCDAN SAKATLIĞININ yada YAHUDİYE SATILMIŞLIĞIN bir göstergesidir!..
 
ERBAKAN HOCAYA ATILAN İFTİRANIN PERDE ARKASI!..
Öncelikle belirtmek gerekir ki; Erbakan Hoca İsrail’le asla hiçbir yeni anlaşma imzalamamıştır!.. Büyük ilim, fikir ve devlet adamı Aziz Erbakan Hoca'ya bulaştırılmak istenen anlaşmalar,54. Hükümetten önceki hükümetlerin imzaladıkları anlaşmalardır. Bunlardan en son imzalanan ikisi şunlardır:
*23 Şubat 1996 tarihinde DYP-CHP Koalisyonu (Çiller Başbakanlığındaki 52.Hükümet) imzalanan "Türkiye-İsrail Eğitim İş birliği Anlaşması...
*14 Mart 1996’da Mesut Yılmaz’ın ANAYOL Hükümeti (53.Hükümet) tarafından imzalanan " İsrail’le Serbest Ticaret ve Gümrük Birliği Anlaşması" gibi anlaşmalardır!..
 
Görüldüğü üzere; söz konusu iki anlaşmada ,28 Haziran 1996 da kurulan 54. Hükümet (REFAHYOL- ERBAKAN HÜKÜMETİ)'den önce yapılmıştır!..
Başbakan Erbakan’ın, ilk yaptığı işlerden biri de 1 Mayıs 1997’de yürürlüğe girecek olan bu anlaşmanın yürürlüğünü durdurmasıdır!.. Ve Efsane Başbakan: “Ben iktidarda olduğum sürece bu anlaşmayı yürürlüğe sokmam” demiştir!..
Peki REFAHYOL Hükümetinde İsrail’le Ne Yapılmıştır!?!..
Müfterilerin, Refahyol dönemde yapıldığını iddia ettikleri anlaşmalar önceki hükümetlerin imzaladığı, ERBAKAN Hoca'nın ise, pek çok maddesini ülkemiz lehine revize ettiği, F-4 uçaklarının modernizasyonu ile ilgili düzenlemedir!.. 
 
Şöyle ki; Genelkurmay Başkanı, Başbakan Erbakan’a gelerek, “F-4’lerin revizyonu gerekiyor, bu revizyonu yapmamız son derece elzemdir. Daha önce bu revizyonu ABD’de yaptırıyorduk, Ancak ABD, bu uçakların revizyonunu İsrail’e devretti” diyerek maruzatını iletir. Başbakan Erbakan o günün koşullarında, acil yapılması gereken bu iş için başka bir ihtimal de olmadığından, ülke savunması açısından elzem olan bu revizyonun yaptırılmasına onay vermiş ve ustaca taktiklerle bu işi; Milli Menfaatlerimize uygun şekilde lehimize çevirmeyi başarmışlardır!.. Bunun dışında Refahyol döneminde İsrail’le hiçbir düzenleme yapılmamıştır.
 
KONUYU BİRAZ AÇARSAK!
O günlerde elimizde bulunan F-4 uçaklarının askeri uzmanların talepleri ve bilgilendirmeleri gereği revize edilmesi gerekiyordu. Kullanılabilmeleri için mecburen modernizasyonu gereken bu silahlarımızı, o günlerde sadece ABD ve İsrail revize edebiliyordu!.. ABD'nin hem "Tesislerimiz dolu gibi" bahaneler öne sürmesi... Hem bizim uzmanlarımızla Teknoloji paylaşımı yapmaması-revizyon eğitimi vermeye yanaşmaması...gibi nedenlerden dolayı; 54. ERBAKAN Hükümeti, ABD’deki fiyatların çok altında bir fiyata ve modernize eğitiminin bizim uzmanlarımıza verilmesi koşuluyla, revize işleminin İsrail’de yapılmasına karar vermiştir. Böyle bir durumda başka ne yapılacaktı, uçaklar çöpe mi atılacaktı?!..Elbette Milli Menfaatlerden taviz vermeden yapılması gerekenler yapılmıştır.
Yani, bir kısım "Gayri Milli" çevrelerin Aziz Erbakan Hocaya attıkları iftiranın temelinde daha önceki hükümetler döneminde yapılan anlaşmalar gereği yapılan görüşmelerin, Milli Çıkarlarımız doğrultusunda revize edilerek sonuçlandırılması yatmaktadır!..
 
Bir ömür boyu, Ağır Sanayi hamlesi ve Milli Harb Sanayi için çırpınan; ama dış güçler, masonik mahfiller ve sağcı-solcu işbirlikçiler tarafında sürekli sekteye uğratılan Erbakan’ın “F-4 savaş uçaklarımızı niye ABD’ye değil de, daha ucuza ve eğitimini de aldırarak İsrail’de modernize ettirdiğini? sorgulayıp suçlamak ise, Yahudi cıfıtlığının karakterini yansıtıyordu. Hem bu hastalıklı zihniyetlerin iddaa ve iftira ettiği gibi Erbakan, madem ABD ve İsrail’e bu kadar yarıyordu ve onların çizgisinden çıkamıyordu da, ne diye bu gavurlar O'nun tırnağıyla söke söke ulaştığı iktidarlarına bir yıl bile dayanamıyor ve darbeler tezgahlamak zorunda kalıyordu?!.. Erbakan Hoca Milli çıkarlarımız doğrultusunda bu Siyonist merkezlere ve yerli masonik çömezlerine nasıl bir kazık atmıştı ki, bir türlü acısı unutulmuyordu?
Erbakan; birilerinin “bunları biz yapamayız, başaramayız” acziyetleri ve aşağılık kompleksleri sonucu, en stratejik ihtiyaçlarımızı bile Siyonist İsrail’e ve ABD’ye havale ettikleri bir dönemde, işbirlikçilerin yaptıkları anlaşmaların en ağır maddelerini elinin tersiyle iterek bunları kendi ülkemizde başarabileceğimizi ciddi bir devlet adamlığı kararlılığı ile ortaya koyan örnek bir devlet adamıdır.
 
ERBAKAN HÜKÜMETLERİNDE MİLLİ SANAYİMİZLE İLGİLİ İHTİYAÇLARIMIZIN GİDERİLMESİ İÇİN ÇALIŞMIŞTIR!..
Malum olduğu üzere, Refah -Yol Hükümetinden önceki Mesut Yılmaz döneminde kararı verilen; ordumuzun ihtiyacı olan bir kısım uçakların modernizasyonuyla ilgili İsrail’le yapılan anlaşma 14 milyar dolarlık,10 yıllığına yapılan ve her yıl İsrail’e 1 milyar 400 milyon dolarlık ödeme yapmayı şart koşan bir anlaşmadır. Bunun ülkemiz adına bir utanç olduğunu ve asla kabul edilemeyeceğini söyleyen Erbakan Hocamız, bunun yerine yeni bir projenin hayata geçirilmesi için etrafındaki Teknik heyete ve ilgililere talimat vererek, bunun ASELSAN bünyesinde gerçekleştirilmesi için, bir fizibilite raporu hazırlatmıştır. İşte bu teknik kadronun başında Doç. Sedat Çelikdoğan, (O günkü OSTİM yönetim kurulu üyesi) bulunmaktadır ve 45 günlük bir çalışmadan sonra, raporu Başbakan Erbakan’a sunmuşlardır.
Bu rapora göre; ASELSAN bünyesinde 3 milyar dolarlık bir yatırım yapılırsa kendi tanklarımızı da uçaklarımızın elektronik aksamını (beyin mekanizmasını) imal edeceğimiz ortaya çıkmıştır. Bu proje 2.5-3 yıl içerisinde tamamlanacak, uluslararası patent hakkına sahip olabilmek içinde 2 yıl deneme süresi ile beraber 5 yılda hayata geçirilecek şekilde tasarlanmıştır.
 
Erbakan Hocamız, bu projenin devlet erkânına, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarına bir brifing olarak verilmesini sağlayarak hayata geçirilmesinin ilk adımını atmıştır. Sunumu yapan Değerli Bilim Adamı Doç. Sedat Çelikdoğan, dönemin Genelkurmay Başkanı İ. Hakkı Karadayı tarafından iki defa boynuna sarılmak suretiyle takdirle karşılanmıştır. Başbakanımız Prof. Dr. Necmettin Erbakan da heyete, bu projenin hayata geçirilmesi için Hükümet olarak bütçeden ödeneğin ayrılacağı müjdesini vererek Milli ve haysiyetli tavır nasıl olur bir kez daha göstermiştir.
Başbakan ERBAKAN İsrailli Yetkiliyle NEDEN ve NASIL GÖRÜŞTÜ?!..
Başbakan Erbakan, hayatının tamamında olduğu gibi hükümetleri döneminde de İsrail’le hiçbir zaman yakınlaşmadı. Aksine İsrail’i uyardı ve etkisiz kılacak tedbirler aldı!.. Refahyol dönemi boyunca İsrail, Filistinlilere karşı hiçbir taarruzda bulunamadı, hiçbir Filistinlinin burnunu bile kanatamadı!..
Refahyol Hükümeti döneminde İsrail Dışişleri Bakanı Davit Levy’nin uzun uğraşları ve ısrarlı randevu talepleri sonunda yapılan kabulde; Levy öncelikle soğuk bir şekilde karşılanıyor ve UYARILARA MUHATAP OLUYORDU!..
Yapılan görüşmede Başbakan Erbakan ERBAKAN'ın net duruşuyla,İsrail tarafı önceki hükümetler döneminde yapılan anlaşmalarla ilgili hem ÖNEMLİ TAVİZLER  VERMEYE MECBUR BIRAKILIYOR!.. Hem de; “Birleşmiş Milletler kararlarına uyunuz. İşgal ettiğiniz topraklardan çekiliniz. Yeni yerleşim merkezi açmaktan vazgeçiniz. Mescid-i Aksa’ya saygılı olunuz” gibi uyarılarla kulakları çekiliyordu!..
Tabi bu süreçte önemli bir konu daha vardı; o da, daha önceki hükümetlerin İsrail’le imzaladıkları anlaşmalar konusuydu. Haliyle bu antlaşmanın bazı maddelerinin iptal edilmesi bazı yerlerinin de değiştirilmesi lazımdı!..
 
Yapılan görüşme dolayısıyla; ülkemizin menfaatleri gereği bu antlaşmanın 10 yıldan 5 yıla indirilmesi, parasal miktarının da 14 milyar dolardan 7 milyar dolara düşürülmesi sağlanmıştır. Acil modernizasyonu gereken uçaklarımızın çok daha ucuza yapılması yanında, modernize teknolojisin uzmanlarımızla paylaşılması sağlanmış revize eğitiminin verilmesi şart konulmuş!.. Böylece onlara tekrar ihtiyacımızın kalmayacağı şekilde şartlar oluşturulmuştur!.. Yani Başbakan ERBAKAN, İsrailli Yetkiliye Hem İyi Bir DERS VERİYOR, Hem de ALACAĞINI ALIYORDU!..
Aslında Erbakan Hocanın takdir edilmesi gereken bu haysiyetli ve cesaretli tavrını bile: “ O'da İsrail’le anlaşmalar yaptı" şeklinde saptırmak, olsa olsa derin bir kin ve kuyruk acısıdır!..
 
Konuyla İlgili Erbakan Hocamızın Başbakanlığı Döneminde Gazeteci Mehmet Ali Birand’ın Sorusuna Verdiği Cevap Her Şeyi Aydınlatmaya Yeterlidir:
“M. Ali Birand: “İsrail Anlaşması böyle devam edecek mi?
Erbakan Hoca: “İsrail anlaşması nedir yetkililerden bilgi aldık. Anlatılan şudur… “Bizim F-4 uçaklarımız vardır. Bu uçaklarımızın belli uçuşlardan sonra revize edilmesi lazım. En modern radarlarla donatılmış uçaklardır bunlar... Bu uçakları Dünyada bir Amerika bir de İsrail yapabiliyor, revize edebiliyor. Amerika: “Ben bunları yapmam, yapamam bunu yapacak tesislerimiz doludur.” Dediği için İsrail'e yaptırıldı. Parasını vereceksiniz uçaklarınızı revize ettireceksiniz. Bu uçakların revize edilmesindeki bütün teknoloji de Türkiye’ye verilecek. Türkiye bundan sonra da başka ülkelerin uçaklarını revize edebilecek” olay budur!..
 
İŞTE ERBAKAN'la Erdoğan'ın FARKI!..
Hatırlayınız, terör devleti İsrail’in Filistin’deki işgal ve zulmünü engellemek için, Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 54. Hükümet’in Başbakanı olarak son derece önemli ve tarihi bir karar almıştı. Ve bu karar Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.
“Türkiye Tarafından Hebron (El-Halil)’a Askeri Personel Gönderilmesi Hususunda Hükümetin Yetkili Kılınması İçin, Anayasa’nın 92’nci Maddesine Göre İzin Verilmesine Dair” Karar No: 487, Karar Tarihi 20.2.1997 (Resmi Gazete ile yayımı: 22.2.1997, Sayı: 22913) karar alınmış, Meclis’te oylanmış 1 hafta sonra 28 Şubat darbesi yapılmasına rağmen Filistin El Halil’e Türk askeri yollanmış ve İsrail 2019’a kadar bu karara uymak zorunda kalmıştı!
“Hebron (El-Halil)’un Filistin Ulusal Yönetimi’ne devrinden sonra uluslararası gözlemcilik görevini üstlenmek üzere Türkiye, Danimarka, İtalya, İsveç, İsviçre ve Norveç tarafından oluşturulacak mevcudiyet hakkında, adı geçen ülkeler arasında 30 Ocak 1997 tarihinde Oslo’da imzalanan ve 4/2/1997 tarihli ve 97/9075 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Hebron’da Geçici Uluslararası Mevcudiyet Kurulması Hakkında Anlayış Muhtırası”nda ve “İsrail ile Filistin Ulusal Yönetimi’ne Tevdi Edilecek Mektup”ta belirtilen kurallar ve amaçlar çerçevesinde görev yapmak üzere Türkiye tarafından Hebron (El-Halil)’a askeri personel gönderilmesi…
Söz konusu Anlayış Muhtırası uyarınca mevcudiyetin görev süresinin üç ay olması, İsrail ve Filistin Ulusal Yönetimi’nin farklı bir süre üzerinde mutabık kalmamaları halinde üç aylık sürelerle uzatılması…
Hususunda Hükümetin yetkili kılınması için Anayasa’nın 92’nci maddesine göre izin verilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 20.02.1997 tarihli 59’uncu Birleşiminde kararlaştırılmıştır.”
Bu Karara Ait Tutanaklar; (Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cilt 21, Birleşim 59, Sayfa 88: 109)
Evet; Erbakan Hocanın 28 Haziran 1996 ve 20 Haziran 1997 yılları arasındaki 54. Refahyol Hükümeti döneminde alınan tedbirlerle işgal edilmiş Filistin topraklarında terörist İsrail’in bir masumun burnunu kanatmasına bile müsaade edilmemiştir. İşte şahsiyetli dış politika, işte örnek devlet adamlığı, işte insanlık, işte adam gibi adamlık budur. 
 
Erbakan Hocamızın Filistin’e asker gönderme kararının hemen ardından, son derece dikkat çeken gelişmeleri de hatırlatmak lazımdı:
1) Başbakan Erbakan imzasıyla, Filistin’e Türk askeri gönderilmesine ilişkin alınan karar tarihi; 20 Şubat 1997.
2) Başbakan Erbakan imzasıyla, Filistin’e Türk askeri gönderilmesine ilişkin alınan kararın Resmi Gazete’de yayım tarihi; 22 Şubat 1997.
3) 28 Şubat Darbesi’ne giden süreci başlatan o ünlü Millî Güvenlik Kurulu (MGK) ne zaman toplandı; 28 Şubat 1997. Yani, Başbakan Erbakan imzasıyla, Filistin’e Türk askeri gönderilmesine ilişkin alınan kararın Resmi Gazete’de yayım tarihinden 6 gün sonra!
4) Peki, bu kararlar alınırken perde arkasında kimler vardı? ESDER tarafından düzenlenen ‘28 Şubat ve Ticari Hayata Etkileri’ konulu konferansta tarihi açıklamalarda bulunan Erbakan Hoca şunları ifade etmişti: “Refah-Yol’un ABD ve İsrail’in menfaatleriyle uyuşmadığı için Siyonizm tarafından görevden alınması için düğmeye basıldı. ABD Devlet Başkanı Savunma Başdanışmanı Alan Makovsky, bir çalışma yapıp, raporu 300’ler Meclisi’ne sundu, rapor okunduktan sonra da onaylandığı ortaya çıktı...”
5) Gizli ve şifreli olan ABD’nin bu Siyonist planı, kısa süre sonra özel kanallardan Türkiye’ye ulaşınca Erbakan Hoca tarafından kamuoyuna deşifre edildi. Makovsky’nin hazırladığı plan; daha sonra tarihi 28 Şubat MGK’sında hükümetin önüne getirilen 18 maddelik irtica ile mücadele eylem planının tıpa tıp aynısıydı!
6) İşte bu Makovsky kim; meşhur Amerikalı stratejist Yahudi olmaktaydı!..
İsrail Çıbanı Deşilecek; Adil Düzene Geçilecek!..
Efsane Başbakanlarımızdan Rahmetli Erbakan Hocamız, 1970’li MSP yıllarında, Milli Gazete’nin bir hediyesi olarak bir ATLAS dağıtmıştı. O atlasın hiçbir yerinde İsrail diye bir devlet ve onun bayrağı yer almamıştı. Çünkü Erbakan’a göre, İsrail zaten suni ve geçici bir terör yapılanması ve İslam dünyasının bağrına yerleştirilmiş bir çıbanbaşıydı. Ve önünde sonunda mutlaka ortadan kaldırılacaktı. Bu nedenle haritalarda bir devlet gibi gösterilmesi, anlamsızdı ve haksızlıktı. Bu nedenle yok sayılmıştı!
Evet, Erbakan’ın Milli Görüş Hareketi, evrensel ve orijinal programları ve Adil Düzen hazırlıkları, dünyadaki tarihi değişimin ve talihli devrimin FİKRÎ altyapısını oluşturmaktaydı. Ve bunların uygulanmasını mümkün kılacak ve zalim odakları hizaya sokacak teknoloji harikası savunma hazırlıklarını tamamlaması lazımdı ve yapılmıştı. Milli Çözüm ise bu kutlu şuuru pekiştirme ve geliştirme aşamasıydı.
KAYNAK: BU HABERİN HAZIRLANMASINDA MİLLİ ÇÖZÜM MAKALELERİNDEN YARARLANILMIŞTIR!..

 

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.