yandex

MİLLİ GÖRÜŞCÜLERİN DİKKATİNE! ÇETE BOŞ DURMUYOR!

SİYASET 23.03.2022 - 12:00, Güncelleme: 23.03.2022 - 12:19 2211+ kez okundu.
 

MİLLİ GÖRÜŞCÜLERİN DİKKATİNE! ÇETE BOŞ DURMUYOR!

Ömer Faruk ÖZCAN'ın haber dairemize ulaşan , 'Saadet Partisi'ne içten düzenlenen operasyon ve eksenden kaydırma' adlı analizlerini siz değerli okurlarımıza aktarmak istedik!

MİLLİ GÖRÜŞCÜLERİN DİKKATİNE! ÇETE BOŞ DURMUYOR! Aziz dava kardeşlerim; Biliyorum yazılarım uzun olabiliyor, ama sabırla okumanızı canı gönülden arzu ediyorum. Zira ortada büyük bir yangın var, Milli Görüş teşkilatlarının en zorlu sınavı var. Var olma yok olma savaşı var. Bugün sizlere koalisyonlarımız ve seçim ittifaklarımız üzerine yazacağım yarın ki yazımda ise bunları daha geniş ve teknik bilgilerle yazacağım.  Kıymetli kardeşlerim; Milli görüş partileri olarak 4 koalisyon hükümeti kurup, bunun üçünde Başbakan yardımcılığı ve kilit bakanlıkları, birinde ise başbakanlığı ve kilit bakanlıkları elimizde bulundurduk. 4 farklı koalisyon ve toplamda 4,5 yıllık hizmet sürecimizde efsane hizmetlere imzalar attık.  CHP-MSP koalisyonunda  Kıbrıs barış harekatını gerçekleştirdik. Yaklaşık 10 aylık bir süreçte, Ağır sanayi hamlesini başlattık, tek olan ilahiyat fakültesine 16 adet ilahiyat fakültesi ve islam enstitüsü ekledik, 3000 kuran kursu açtık, diplomaları hükümsüz olan ve kapatılan imam hatipleri, lise dengi olarak yeniden açtık. Zira öncesinde lise dengi sayılmıyor diplomaları geçersiz oluyordu. Eğitimde "Önce Ahlak ve Maneviyat" ilkesine bağlı kalarak manda zihniyetçi Fulbright anlaşmasının dışına çıkarak milli eğitim çalışmaları yaptık.   1. ve 2. MC (Milliyetçi Cephe) hükümetlerinde bu efsane hizmetlere devam ettik. Refah Yol hükümeti ile 1 yıl gibi kısa bir süre de üstelik yurt içi ve dışından gelen tüm baskılara ve 28 Şubat darbesine rağmen. Ülkemizde bir ilk olan denk bütçeyi yaptık, havuz sistemi kurup faizcilerin hortumu kestik, suyu yeniden halkımıza çevirdik. Yeniden yerli uçak üretimi başlayıp tarım ilaçlama uçakları ürettik ihraç ettik. İslam Birliğinin - Yeni Bir Dünyanın çekirdeği olan D-8'i kurduk.  Özetle  4 koalisyonda da efsane hizmetlere imza attık ve 4 koalisyon hükümetinde de  her türlü yaptırım gücünü elimizde sabit tuttuk.  Seçim ittifaklarına geldiğimizde ise; .  Erbakan hocamız hayatta iken 1991 yılında Refah Partisi, Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile ilk seçim ittifakımızı gerçekleştirdik. Oylarımızı 1.717.425'den 4.121.355 oya, %7,16'dan %16,88'e puana yükselttik. Kazanmış olduğumuz 62 vekilin, 19'unun kendi partisi olan  MÇP'ye 3'ün de IDP'ye geçmesi ile mecliste de 40 sandalye ile temsil edildik.  Erbakan Hocamız ömrünün son deminde de 2011 genel seçimleri için seçim ittifakı çalışmalarına yoğun mesai harcamış lakin ömrü vefa etmemişti. Hocamızın ebediyete irtihalinden sonra maalesef bu çalışmalar nihayete erdirilememişti.  Saadet Partisi olarak ilk, Milli Görüş partileri olarak ikinci seçim ittifakımızı Haziran 2015 seçimlerinde Büyük Birlik Partisi ile yaptık. 949.178 oyla %2,06 alarak Haziran 2011 seçimlerinde aldığımız  543.454 oy ve %1,27 puanın üzerine çıksakta istediğimiz başarıyı elde edemedik. Son olarak; Başkanlık sisteminde  CHP-İYİ-SAADET olarak Millet İttifakı adıyla girmiş olduğumuz seçimlerde yinelenen Kasım 2015 seçimlerine göre oylarımızı iki katına çıkartmış gibi gözüksekte bu seçim yinelenen İstanbul Büyükşehir seçimleri hükmünde olduğu için mukayese edilemez. Esas olan Haziran 2015 seçimlerine göre oylarımızın 949.178 oydan 672.139 oya %2.06 puandan  %1,34 puana gerilediği su götürmez bir gerçektir. Artan nüfusu da göz önüne aldığımızda Haziran 2015 seçimlerine göre oylarımız yarı yarıya erimiştir. Yani ortada bir başarı değil, başarısızlığın başarı gibi gösterildiği  algı yönetimi vardır. Milletin istemediği, seçmen kitlemizin sıcak bakmadığı bu seçim ittifakı bize yaramamıştır. Millet bizi alternatif olarak görmemiştir. Nitekim 2014 -2019 mahalli seçimlerin mukayesesini yaptığımızda genel merkezin ilkelerimize, Erbakan hocamızdan öğrendiklerimize aykırı olarak girişmiş olduğu en çok oy getirecek başkan adayları çalışması bile fos çıkmış. İl genel Meclis üyeliğinde almış olduğumuz oylar düşerken Belediye meclis üyeliği ve belediye başkanlığı oyları hemen hemen aynı kalmış yalnızca büyükşehir belediye başkan adaylığında bir miktar oy artışı olmuştur. Bu stratejinin yanlış olduğu da kazandığımız bir kaç yerin elimizden gitmesi ile çok acı bir şekilde tecrübe edilmiştir. Oysa biz Erbakan hocamızdan bir yerde iki Milli Görüşçü varsa biri aday olur diğeri ona oy verir ve birlikte seçim çalışması yaparlar düsturunu öğrenmiştik.  Akp %40 oy (ülke geneli %20) kaybetmesine rağmen eriyen buzun suyu bir türlü bizim dereye inmemiştir. Bunun incelemesi ve sebepleri bir türlü araştırılmamış. Genel merkez bundan bir türlü ders çıkarmamıştır. Yapılan anketler de bize bunu göstermektedir. Üstelik her seçim yenilgisinden sonra il başkanları görevden alınmış hatta genel başkanlar değişmiş ama yenilginin esas sebebi kurmay kadro yani genel başkan yardımcıları devamlı olarak yerinde kalmıştır. Bu da üzerinde esasla durulması gereken bir diğer husustur.  Kıymetli dava kardeşlerim; Bu zamana kadar bütün koalisyonlarda en önemli etken bizim partimiz iken başkanlık sisteminde böyle bir etkinlik söz konusu değildir. Bu zamana  kadar, Erbakan Hocamız ve Kamalak hocamız zamanında yapmış olduğumuz seçim ittifaklarında ve yapılmaya çalışılan seçim ittifakında çatı parti Saadet Partisi iken yapılacak bu ittifakta böyle bir durum söz konusu değildir.  Nitekim koalisyon olsun seçim ittifakı olsun bu zamana kadar değerlerimizden ilkelerinizde zerrece taviz vermemişken şimdi önümüze konulan 48 sayfalık metin adete Milli Görüş'ün idamının ilanı hükmündedir. Hangi akıl Hakkı üstün tutan bir anlayışı bırakıp ta batıl olan insanlık düşmanı avrupa konseyi ve avrupa birliği normlarını, Avrupa mahkemesi ve Avrupa insan hakları mahkemesi, greco ve Venedik sözleşmesi ve diğer uluslar arası anlaşmalar diyerek üstü kapalı İstanbul, Paris ve daha çıkmamış nice bozuk anlaşmayı esas alır. Kaldı ki; yeni çıkacak yasa ile bu ittifak resmen dağılmış durumda. Genel merkez yayınladığı raporda da bunu aynen beyan etmiş ve bu seferde Saadet partimizi seçime sokmama ve başka partinin altında seçime girme mesajı verilmiştir. arslan ateş attığı tweet ile bunu üstü kapalı ilan ederken, muammer bilgiç yaptığı konuşmada bunu açık açık söylemiştir.  Uzunca bir süredir, maalesef partimiz genel merkez yetkilileri tarafından adeta yeniden dizayn edilmekte, Hak rotasından saptırılmaktadır. Bütün insanlığın göz bebeği olan ve elinde kurtuluş reçetesini barındıran Saadet Partimiz, bırakın insanlığı ülkemiz insanı tarafından bile görülemez hale getirilmiştir. Her birisi insanlığın kurtuluş reçetesi hükmünde olan sloganlarımız rafa kaldırılmıştır. Partimiz tarafından hazırlanan raporlarda bile siyonist kurumlar kaynak olarak kullanılmıştır. Aşı raporları ve iklim raporu buna örnektir.  Erbakan hocamız sonrası çelikleşmemizi sağlayan eğitimler önce zayıflatılmış, akamete uğratılmış gelen tepkiler üzerine yeniden ama çok cılız olarak göstermelik eğitimler verilmeye başlanmıştır. Daha da vahimi bu çalışmalar eğitim adı altında teşkilatların bu dönüşüme ikna edilmesi üzerine ve ittifakın iknası üzerine bina edilmiştir. Siyonizm kelimesi hafızalardan silinmeye başlamıştır. Meydanlar yürekleri dağlar kadar büyük Mücahid Milli Görüş erlerinin kahrolsun siyonizm seslerine ve her türlü zalime yükselen seslerine hasret kalmıştır. Toplantılara Besmele ile başlamayın, Kuran okumayın talimatları verilmiştir. Erbakan söylemlerini bırakacağız demişlerdir. Logomuzun rengini değiştirmişler ve üzerinde oynamalar yapmışlardır. Köklü ve her biri ayete hadise dayanan sloganlar yerine altı boş sloganlar kullanmışlardır. Batılın anlatılması, kötünün reklamı olur denilerek engellenmiştir. Liste delege oyunları sergilenmiş davanın önemli isimleri saf dışı bırakılmıştır. Bu  zamanda Erbakan'dan bahsetmek tarih öncesi çağlardan bahsetmek gibidir, lidyalılardan sümerlerden bahsetmek gibidir diyerek Erbakan hocamıza adeta fosil muamelesi yapılmıştır. Hocamızın ve bizlerin aziz davasını sırtlanmış Saadet partimiz birkaç yöneticinin şahsi ikbali için kendi ifadeleri ile kitle partisine dönüştürülmeye çalışılmış ve çalışılmaktadır. Bu grup bizzat Erbakan ile birinci jenerasyon bitti, ikinci jenerasyonu biz temizleyeceğiz – göndereceğiz, üçüncü jenerasyon ile bu işleri yapacağız diyerek adeta sadıkları bu teşkilatlardan kazıyacaklarını beyan etmişlerdir. Peki üçüncü jenerasyondan kasıtları nedir? İşte onu da yine bir eğitimde İstanbul eğitiminde konuşan genel başkan yardımcısı “Ben 1985 doğumluyum Erbakanlı yılları bilmem, boş verin 70'leri, 80'leri, 90'ları, eskiler gençlerin ilgisini çekmiyor. Bugünü konuşalım, ne yapacağımızı anlatalım. BİZ BİR PARTİYİZ, YENİLİKÇİYİZ.” Diyerek ifade etmiştir.  Yani karşımızda kitle partisi olmak isteyen, reel politik davası güden ama onu bile beceremeyen, kendi insanına kendi davasına düşman, kendilerine kibir kuleleri kurmuş köksüz, ruhsuz, aslına ihanet içerisinde bir güruh var.  Bizler Milli Görüş erleri tıpkı Erbakan hocamız gibi haykırmalıyız " Bu Böyle Gitmez, Bu yürümez" ve eğer genel merkezimiz değerlerimize bu şekilde sırt çevirmeye devam ederse, her zaman örneğini verdiğimiz ve kendimize örnek aldığımız Hz. Ömer'in yiğit tebası gibi kılıçlarımızı kınından çıkartmalı ve yanlış ne varsa düzeltmeliyiz. Bizler zaferin inananların olacağına ve çok yakın olduğuna iman etmiş kimseleriz. ve bizler  baş parmaklarımız havada Erbakan Hocamıza vermiş olduğumuz sözü tutarsak Allah'ın izniyle,  Muhakkak ama muhakkak Yeni Bir Dünyayı kuracak kimseleriz. Bu nedenle genel merkezimizi istila etmiş güruhu bir an evvel işgal ettiği makamlardan indirmeliyiz. Hiç kimse çekinmesin kendini en sıradan gören teşkilat mensubumuz bile genel merkezi arasın ve bu adamlardan hesap sorsun. Unutmayın bu bizim hakkımız. Sorgulamaya ve hesap sormaya başlamaz isek sonunda hak davayı sırtlanmış bir partimiz kalmayacak. Ömer Faruk ÖZCAN 
Ömer Faruk ÖZCAN'ın haber dairemize ulaşan , 'Saadet Partisi'ne içten düzenlenen operasyon ve eksenden kaydırma' adlı analizlerini siz değerli okurlarımıza aktarmak istedik!

MİLLİ GÖRÜŞCÜLERİN DİKKATİNE! ÇETE BOŞ DURMUYOR!

Aziz dava kardeşlerim;

Biliyorum yazılarım uzun olabiliyor, ama sabırla okumanızı canı gönülden arzu ediyorum. Zira ortada büyük bir yangın var, Milli Görüş teşkilatlarının en zorlu sınavı var. Var olma yok olma savaşı var. Bugün sizlere koalisyonlarımız ve seçim ittifaklarımız üzerine yazacağım yarın ki yazımda ise bunları daha geniş ve teknik bilgilerle yazacağım. 

Kıymetli kardeşlerim;
Milli görüş partileri olarak 4 koalisyon hükümeti kurup, bunun üçünde Başbakan yardımcılığı ve kilit bakanlıkları, birinde ise başbakanlığı ve kilit bakanlıkları elimizde bulundurduk. 4 farklı koalisyon ve toplamda 4,5 yıllık hizmet sürecimizde efsane hizmetlere imzalar attık. 

CHP-MSP koalisyonunda  Kıbrıs barış harekatını gerçekleştirdik. Yaklaşık 10 aylık bir süreçte, Ağır sanayi hamlesini başlattık, tek olan ilahiyat fakültesine 16 adet ilahiyat fakültesi ve islam enstitüsü ekledik, 3000 kuran kursu açtık, diplomaları hükümsüz olan ve kapatılan imam hatipleri, lise dengi olarak yeniden açtık. Zira öncesinde lise dengi sayılmıyor diplomaları geçersiz oluyordu. Eğitimde "Önce Ahlak ve Maneviyat" ilkesine bağlı kalarak manda zihniyetçi Fulbright anlaşmasının dışına çıkarak milli eğitim çalışmaları yaptık.  

1. ve 2. MC (Milliyetçi Cephe) hükümetlerinde bu efsane hizmetlere devam ettik.
Refah Yol hükümeti ile 1 yıl gibi kısa bir süre de üstelik yurt içi ve dışından gelen tüm baskılara ve 28 Şubat darbesine rağmen. Ülkemizde bir ilk olan denk bütçeyi yaptık, havuz sistemi kurup faizcilerin hortumu kestik, suyu yeniden halkımıza çevirdik. Yeniden yerli uçak üretimi başlayıp tarım ilaçlama uçakları ürettik ihraç ettik. İslam Birliğinin - Yeni Bir Dünyanın çekirdeği olan D-8'i kurduk. 
Özetle  4 koalisyonda da efsane hizmetlere imza attık ve 4 koalisyon hükümetinde de  her türlü yaptırım gücünü elimizde sabit tuttuk. 

Seçim ittifaklarına geldiğimizde ise; . 

Erbakan hocamız hayatta iken 1991 yılında Refah Partisi, Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile ilk seçim ittifakımızı gerçekleştirdik. Oylarımızı 1.717.425'den 4.121.355 oya, %7,16'dan %16,88'e puana yükselttik. Kazanmış olduğumuz 62 vekilin, 19'unun kendi partisi olan  MÇP'ye 3'ün de IDP'ye geçmesi ile mecliste de 40 sandalye ile temsil edildik. 
Erbakan Hocamız ömrünün son deminde de 2011 genel seçimleri için seçim ittifakı çalışmalarına yoğun mesai harcamış lakin ömrü vefa etmemişti. Hocamızın ebediyete irtihalinden sonra maalesef bu çalışmalar nihayete erdirilememişti. 
Saadet Partisi olarak ilk, Milli Görüş partileri olarak ikinci seçim ittifakımızı Haziran 2015 seçimlerinde Büyük Birlik Partisi ile yaptık. 949.178 oyla %2,06 alarak Haziran 2011 seçimlerinde aldığımız  543.454 oy ve %1,27 puanın üzerine çıksakta istediğimiz başarıyı elde edemedik.

Son olarak; Başkanlık sisteminde  CHP-İYİ-SAADET olarak Millet İttifakı adıyla girmiş olduğumuz seçimlerde yinelenen Kasım 2015 seçimlerine göre oylarımızı iki katına çıkartmış gibi gözüksekte bu seçim yinelenen İstanbul Büyükşehir seçimleri hükmünde olduğu için mukayese edilemez. Esas olan Haziran 2015 seçimlerine göre oylarımızın 949.178 oydan 672.139 oya %2.06 puandan  %1,34 puana gerilediği su götürmez bir gerçektir. Artan nüfusu da göz önüne aldığımızda Haziran 2015 seçimlerine göre oylarımız yarı yarıya erimiştir. Yani ortada bir başarı değil, başarısızlığın başarı gibi gösterildiği  algı yönetimi vardır. Milletin istemediği, seçmen kitlemizin sıcak bakmadığı bu seçim ittifakı bize yaramamıştır. Millet bizi alternatif olarak görmemiştir. Nitekim 2014 -2019 mahalli seçimlerin mukayesesini yaptığımızda genel merkezin ilkelerimize, Erbakan hocamızdan öğrendiklerimize aykırı olarak girişmiş olduğu en çok oy getirecek başkan adayları çalışması bile fos çıkmış. İl genel Meclis üyeliğinde almış olduğumuz oylar düşerken Belediye meclis üyeliği ve belediye başkanlığı oyları hemen hemen aynı kalmış yalnızca büyükşehir belediye başkan adaylığında bir miktar oy artışı olmuştur. Bu stratejinin yanlış olduğu da kazandığımız bir kaç yerin elimizden gitmesi ile çok acı bir şekilde tecrübe edilmiştir. Oysa biz Erbakan hocamızdan bir yerde iki Milli Görüşçü varsa biri aday olur diğeri ona oy verir ve birlikte seçim çalışması yaparlar düsturunu öğrenmiştik.  Akp %40 oy (ülke geneli %20) kaybetmesine rağmen eriyen buzun suyu bir türlü bizim dereye inmemiştir. Bunun incelemesi ve sebepleri bir türlü araştırılmamış. Genel merkez bundan bir türlü ders çıkarmamıştır. Yapılan anketler de bize bunu göstermektedir. Üstelik her seçim yenilgisinden sonra il başkanları görevden alınmış hatta genel başkanlar değişmiş ama yenilginin esas sebebi kurmay kadro yani genel başkan yardımcıları devamlı olarak yerinde kalmıştır. Bu da üzerinde esasla durulması gereken bir diğer husustur. 

Kıymetli dava kardeşlerim;
Bu zamana kadar bütün koalisyonlarda en önemli etken bizim partimiz iken başkanlık sisteminde böyle bir etkinlik söz konusu değildir. Bu zamana  kadar, Erbakan Hocamız ve Kamalak hocamız zamanında yapmış olduğumuz seçim ittifaklarında ve yapılmaya çalışılan seçim ittifakında çatı parti Saadet Partisi iken yapılacak bu ittifakta böyle bir durum söz konusu değildir. 

Nitekim koalisyon olsun seçim ittifakı olsun bu zamana kadar değerlerimizden ilkelerinizde zerrece taviz vermemişken şimdi önümüze konulan 48 sayfalık metin adete Milli Görüş'ün idamının ilanı hükmündedir. Hangi akıl Hakkı üstün tutan bir anlayışı bırakıp ta batıl olan insanlık düşmanı avrupa konseyi ve avrupa birliği normlarını, Avrupa mahkemesi ve Avrupa insan hakları mahkemesi, greco ve Venedik sözleşmesi ve diğer uluslar arası anlaşmalar diyerek üstü kapalı İstanbul, Paris ve daha çıkmamış nice bozuk anlaşmayı esas alır. Kaldı ki; yeni çıkacak yasa ile bu ittifak resmen dağılmış durumda. Genel merkez yayınladığı raporda da bunu aynen beyan etmiş ve bu seferde Saadet partimizi seçime sokmama ve başka partinin altında seçime girme mesajı verilmiştir. arslan ateş attığı tweet ile bunu üstü kapalı ilan ederken, muammer bilgiç yaptığı konuşmada bunu açık açık söylemiştir. 

Uzunca bir süredir, maalesef partimiz genel merkez yetkilileri tarafından adeta yeniden dizayn edilmekte, Hak rotasından saptırılmaktadır. Bütün insanlığın göz bebeği olan ve elinde kurtuluş reçetesini barındıran Saadet Partimiz, bırakın insanlığı ülkemiz insanı tarafından bile görülemez hale getirilmiştir. Her birisi insanlığın kurtuluş reçetesi hükmünde olan sloganlarımız rafa kaldırılmıştır. Partimiz tarafından hazırlanan raporlarda bile siyonist kurumlar kaynak olarak kullanılmıştır. Aşı raporları ve iklim raporu buna örnektir.  Erbakan hocamız sonrası çelikleşmemizi sağlayan eğitimler önce zayıflatılmış, akamete uğratılmış gelen tepkiler üzerine yeniden ama çok cılız olarak göstermelik eğitimler verilmeye başlanmıştır. Daha da vahimi bu çalışmalar eğitim adı altında teşkilatların bu dönüşüme ikna edilmesi üzerine ve ittifakın iknası üzerine bina edilmiştir. Siyonizm kelimesi hafızalardan silinmeye başlamıştır. Meydanlar yürekleri dağlar kadar büyük Mücahid Milli Görüş erlerinin kahrolsun siyonizm seslerine ve her türlü zalime yükselen seslerine hasret kalmıştır. Toplantılara Besmele ile başlamayın, Kuran okumayın talimatları verilmiştir. Erbakan söylemlerini bırakacağız demişlerdir. Logomuzun rengini değiştirmişler ve üzerinde oynamalar yapmışlardır. Köklü ve her biri ayete hadise dayanan sloganlar yerine altı boş sloganlar kullanmışlardır. Batılın anlatılması, kötünün reklamı olur denilerek engellenmiştir. Liste delege oyunları sergilenmiş davanın önemli isimleri saf dışı bırakılmıştır. Bu  zamanda Erbakan'dan bahsetmek tarih öncesi çağlardan bahsetmek gibidir, lidyalılardan sümerlerden bahsetmek gibidir diyerek Erbakan hocamıza adeta fosil muamelesi yapılmıştır. Hocamızın ve bizlerin aziz davasını sırtlanmış Saadet partimiz birkaç yöneticinin şahsi ikbali için kendi ifadeleri ile kitle partisine dönüştürülmeye çalışılmış ve çalışılmaktadır. Bu grup bizzat Erbakan ile birinci jenerasyon bitti, ikinci jenerasyonu biz temizleyeceğiz – göndereceğiz, üçüncü jenerasyon ile bu işleri yapacağız diyerek adeta sadıkları bu teşkilatlardan kazıyacaklarını beyan etmişlerdir. Peki üçüncü jenerasyondan kasıtları nedir? İşte onu da yine bir eğitimde İstanbul eğitiminde konuşan genel başkan yardımcısı “Ben 1985 doğumluyum Erbakanlı yılları bilmem, boş verin 70'leri, 80'leri, 90'ları, eskiler gençlerin ilgisini çekmiyor. Bugünü konuşalım, ne yapacağımızı anlatalım.
BİZ BİR PARTİYİZ, YENİLİKÇİYİZ.” Diyerek ifade etmiştir.  Yani karşımızda kitle partisi olmak isteyen, reel politik davası güden ama onu bile beceremeyen, kendi insanına kendi davasına düşman, kendilerine kibir kuleleri kurmuş köksüz, ruhsuz, aslına ihanet içerisinde bir güruh var. 

Bizler Milli Görüş erleri tıpkı Erbakan hocamız gibi haykırmalıyız " Bu Böyle Gitmez, Bu yürümez" ve eğer genel merkezimiz değerlerimize bu şekilde sırt çevirmeye devam ederse, her zaman örneğini verdiğimiz ve kendimize örnek aldığımız Hz. Ömer'in yiğit tebası gibi kılıçlarımızı kınından çıkartmalı ve yanlış ne varsa düzeltmeliyiz. Bizler zaferin inananların olacağına ve çok yakın olduğuna iman etmiş kimseleriz. ve bizler  baş parmaklarımız havada Erbakan Hocamıza vermiş olduğumuz sözü tutarsak Allah'ın izniyle,  Muhakkak ama muhakkak Yeni Bir Dünyayı kuracak kimseleriz. Bu nedenle genel merkezimizi istila etmiş güruhu bir an evvel işgal ettiği makamlardan indirmeliyiz. Hiç kimse çekinmesin kendini en sıradan gören teşkilat mensubumuz bile genel merkezi arasın ve bu adamlardan hesap sorsun. Unutmayın bu bizim hakkımız. Sorgulamaya ve hesap sormaya başlamaz isek sonunda hak davayı sırtlanmış bir partimiz kalmayacak.

Ömer Faruk ÖZCAN 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.