yandex
Hasan Özgür YETİŞTİRİCİ
Köşe Yazarı
Hasan Özgür YETİŞTİRİCİ
 

Depremle Uyanmak

Keşke neşeli bir şeyler yazsa idik. Ama tarih bizi affetmez. Tam da bu tarihlerde hiçbir şey yokmuş gibi sıradan olağan şeylerden mi bahsettiniz demez mi? Güzel şeylerden bahsetmek tabii ki de isterdik. Ama binlerce kişinin imdat çığlıkları içinde çok da normal değiliz ki bugünlerde. Her yeni güne umutla başlayan bizler için zor zamanlardayız. Maalesef ki yine depremle güne uyandık. Hoş bizler sıcacık yataklarımızda uyanırken; kahvaltımızı sıcak evlerimizde ne istersek yaparken, sosyal medyada turlarken ileri geri. Bazen de moralimiz bozulması diye geçiyoruz ya deprem görüntülerini. Ne kadar anlayabilirsek işte. İçimiz rahat etsin diye evin eskilerini paketleyip mi göndersek yoksa bir akşam yemeğine 1.000,-TL verirken 20,-TL lik kısa mesajla destek mi olsak. “Bu toprakların makûs kaderi olsa gerek” diyerek mi geçiştireceğiz yoksa? “Aman canım hayat işte” mantığında iki dakika üzülüp rutine kaldığımız yerden devam mı yoksa? Şöyle mi yapsak? “Kış olmasaydı iyiydi. Gece çok mu soğuk ki? İnşallah kurtulurlar.” Değerli dostlar ne günah keçisi arıyoruz ne de boş verelim diyoruz. Bizler su içmek gibi, ekmek yemek gibi doğal bir şeyden bahsediyoruz. Deprem ülkesi olduğumuz gerçeğinden. Bunu tüm sistemin net bilmesi yetmiyor, uygulamaya geçmek, bir politika oluşturmak, kültürü oturmak gerek. Ülkemizin tüm yetki organlarıyla ülkemizin deprem ülkesi gerçeğini oturmak gerekiyor. Akılcı, bilimsel bir yaklaşımla altyapının, üst yapının, şehir planlamalarının, zemin etütlerinin, yapı denetim mekanizmalarının icraata geçmesi, sorgusuz sualsiz uygulanması gerekmektedir. Bugün bunu günümüz teknoloji ile sağlamış Japonya gerçeği var. Nasıl yapmışlar, nasıl başarmışlar? Zor olduğu bir gerçek ama bunu mutlak şekilde yapmamız gerekmiyor mu? Hem de hemen, bir an önce. Çok üzgünüz ama binlerce insanımızı kaybettik. Nasıl normal davranabiliriz ki? Deprem sadece bina yıkmıyor. Ekonomiyi de yıkıyor. Nasıl kendimize geleceğiz sizce? Ya psikolojik travmaları nasıl yeneceğiz? İşin sadece imar yönü yok ki. Koca bir ülkenin moralini nasıl düzelteceğiz? Sosyolojik anlamda işin uzmanları çalışmalı. Bize birilerinin çıkıp “Geçti, geçecek, üzüldünüz biliyoruz ama yeniden ayağa kalkacağız” demeli. İnanın ki buna çok ama çok ihtiyacımız var. Göçük altında kalan binlerce kişiye karşı, ölüp gidenlere karşı, annesiz kalan çocuklara karşı sorumluluğumuz var. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak biliyoruz. Ama bunu bir kurtuluş savaşı gibi düşünmeliyiz. Amacımız ahkâm kesmek, sizlere öğüt vermek değil. Ancak tümden bir devinime ihtiyacımız olduğu bilincini sizlerle paylaşmak. Ülkemizin kaynakları buna müsait. Ülkemin güzel insanları vicdanlı ve kararlı. Aramızdan gidenlere rahmet okurken, yaralılara şifa dilerken, kalanlarla yolumuza devam edeceğiz. Her birimiz depremzede bir aileyi kardeş edinelim mesela. Bir öksüzün başını okşamakla başlayalım mesela. Sıcak yemeğimizden paylaşalım örneğin. Ön yargılardan uzak yeni bir dünyaya adım atalım bugünden sonra. Ne dersiniz? Güzel günleri birlikte inşa etmek dileği ve umuduyla….
Ekleme Tarihi: 13 Şubat 2023 - Pazartesi

Depremle Uyanmak

Keşke neşeli bir şeyler yazsa idik. Ama tarih bizi affetmez. Tam da bu tarihlerde hiçbir şey yokmuş gibi sıradan olağan şeylerden mi bahsettiniz demez mi? Güzel şeylerden bahsetmek tabii ki de isterdik. Ama binlerce kişinin imdat çığlıkları içinde çok da normal değiliz ki bugünlerde. Her yeni güne umutla başlayan bizler için zor zamanlardayız. Maalesef ki yine depremle güne uyandık. Hoş bizler sıcacık yataklarımızda uyanırken; kahvaltımızı sıcak evlerimizde ne istersek yaparken, sosyal medyada turlarken ileri geri. Bazen de moralimiz bozulması diye geçiyoruz ya deprem görüntülerini. Ne kadar anlayabilirsek işte. İçimiz rahat etsin diye evin eskilerini paketleyip mi göndersek yoksa bir akşam yemeğine 1.000,-TL verirken 20,-TL lik kısa mesajla destek mi olsak. “Bu toprakların makûs kaderi olsa gerek” diyerek mi geçiştireceğiz yoksa? “Aman canım hayat işte” mantığında iki dakika üzülüp rutine kaldığımız yerden devam mı yoksa? Şöyle mi yapsak? “Kış olmasaydı iyiydi. Gece çok mu soğuk ki? İnşallah kurtulurlar.”

Değerli dostlar ne günah keçisi arıyoruz ne de boş verelim diyoruz. Bizler su içmek gibi, ekmek yemek gibi doğal bir şeyden bahsediyoruz. Deprem ülkesi olduğumuz gerçeğinden. Bunu tüm sistemin net bilmesi yetmiyor, uygulamaya geçmek, bir politika oluşturmak, kültürü oturmak gerek. Ülkemizin tüm yetki organlarıyla ülkemizin deprem ülkesi gerçeğini oturmak gerekiyor. Akılcı, bilimsel bir yaklaşımla altyapının, üst yapının, şehir planlamalarının, zemin etütlerinin, yapı denetim mekanizmalarının icraata geçmesi, sorgusuz sualsiz uygulanması gerekmektedir. Bugün bunu günümüz teknoloji ile sağlamış Japonya gerçeği var. Nasıl yapmışlar, nasıl başarmışlar? Zor olduğu bir gerçek ama bunu mutlak şekilde yapmamız gerekmiyor mu? Hem de hemen, bir an önce. Çok üzgünüz ama binlerce insanımızı kaybettik. Nasıl normal davranabiliriz ki? Deprem sadece bina yıkmıyor. Ekonomiyi de yıkıyor. Nasıl kendimize geleceğiz sizce? Ya psikolojik travmaları nasıl yeneceğiz? İşin sadece imar yönü yok ki. Koca bir ülkenin moralini nasıl düzelteceğiz? Sosyolojik anlamda işin uzmanları çalışmalı. Bize birilerinin çıkıp “Geçti, geçecek, üzüldünüz biliyoruz ama yeniden ayağa kalkacağız” demeli. İnanın ki buna çok ama çok ihtiyacımız var. Göçük altında kalan binlerce kişiye karşı, ölüp gidenlere karşı, annesiz kalan çocuklara karşı sorumluluğumuz var.

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak biliyoruz. Ama bunu bir kurtuluş savaşı gibi düşünmeliyiz. Amacımız ahkâm kesmek, sizlere öğüt vermek değil. Ancak tümden bir devinime ihtiyacımız olduğu bilincini sizlerle paylaşmak. Ülkemizin kaynakları buna müsait. Ülkemin güzel insanları vicdanlı ve kararlı. Aramızdan gidenlere rahmet okurken, yaralılara şifa dilerken, kalanlarla yolumuza devam edeceğiz. Her birimiz depremzede bir aileyi kardeş edinelim mesela. Bir öksüzün başını okşamakla başlayalım mesela. Sıcak yemeğimizden paylaşalım örneğin. Ön yargılardan uzak yeni bir dünyaya adım atalım bugünden sonra. Ne dersiniz? Güzel günleri birlikte inşa etmek dileği ve umuduyla….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.