yandex
Mehmet SITMAPINAR
Köşe Yazarı
Mehmet SITMAPINAR
 

Bölgesel, Örülü Korsan Kuşak Nasıl Çözülmeli?

 Uzak Asyadan, Latin Amerikan atlantiğine uzanan kapsamlı hakimiyet örgüsü(!) , Kuzey Avrupa'da filizlenip, Kanada'da yeşerip, Rusya politiğinden kök atmıştır..Parasal paradosku en büyük güç jargoju olarak kullanan Avrupa-i zihin, İtalyayı coğrafi üs haline getirerek üretim ve alınterine faizi ördü.. Böylece dünyaya giydirilecek gömleğin ilk düğümleri atılmış oldu. Şüphesiz bu serüvenin iktisadi ve siyasi fiileri 17.yyda kendini göstermektedir..      Teolojik terminolojinin(!!) , özünden ve rotasından uzaklaştırılan, temel doğrulardan aşındırılmış sapmalar dürtüsü olduğuna göre , sapmaların savurduğu bir akımla yetiştirilen Avrupa ve Amerikan yasamalarının bütün seçilmişleri, küresel yozlaşmaya aktörlük yapmaya mahkum edildiler..    Para ve Siyasi gücün, Orta ve kuzey Avrupa'nın markası haline getirilmesi şüphesiz, Brintanya Lordları ile Eyfel Mösyölerini! esir alan karanlık taassubun eseridir..  Dar kapsamlı bir alanda, uçsuz bucaksız dünya tarihinin karanlık yüzünü en grift yönleri ile açıklamak mümkün değildir.. Ancak asıl konumuzun izahatını rahat ifade etmek adına pek tabi olarak, bölgesel istikrarsızlığın baş aktötürünün, küserel bozgun düzeneği olduğunu görmemezlikten gelemezdik..     Türkiyemizin bölgeye dönük jeopolitik bilincini tetikleyen ve etkileyen en önemli unsurlar;coğrafi, tarihi, dini, ve kültürel medeniyet etkileşimleri başlıcalarıdır.. Kaçınılmaz bir saydamlıkla, devlet olma bilincini bu çerçevede açık tutan temel yaklaşım ise bu unsurları bünyelerinde barındıran karşıt, ya da taraf olan devletler topluluğudur..          Bölgesel ve küresel barışın tesisinde, Köklü devlet ve köklü millet olma muktesebatı yatmaktadır.. İşte bu muktesebatı belirleyen paradigma ise yukarıda ifade edilen unsurlardır.. Nevar ki, bazı köklü milletler köklü devlete sahip olamadı, bazı köklü devletler köklü millete sahip olamadılar.. Şüphesiz bazıları da her ikisine  sahip olma kudretine şansına sahiptir. İşte Türkiye bu üçüncü gruptadır..      Küresel istikrarsızlığı, bölgesel yapay oluşumlar üzerinden tesis etme gayreti içinde olan güç odağı, Türkiye Cumhuriyetinin, küresel anlamda bir güç alternatifi olma potansiyelini bünyesinde barındırdığının pek tabi farkında. Son dönem Türk  yöneticileri, bunun fevkinde olmasa bile!!       Bu istikrarsızlık kuşağının örülmüş en bariz renklerinden olan Yunanistan, Ermenistan, İsrail, gibi devletler birer Korsan devlettir.. Milletleri, tarihin derinliklerinden gelen kadim topluluklar olmasına rağmen, bu kadim milletlerin oluşturduğu bu  devletler, bugün dünyanın istikrarsız, karmaşa, yozlaşma, kin ve kan serüvenine katkıda bulunan en bariz topluluklardır.. Birleşik Devletler ise, hem milleti hem devleti itibariyle, dünya tarihinin tek köksüz korsan devletidir..!    Bu, korsanlığa dayalı bölgesel istikrarsızlığı, süreklilik esasına dayalı bir istikrara sokan bu İsrail, Yunan, Ermenistan, ve Abd devlet milletlerinin, bu fıtrat üzerinde ısrar ve inatla bulunmalarını tetikleyen  en temel sebep,  İlahi öğretilerden ve temeli, Hukuka, Barışa ve Kardeş olmaya dayanan, Tevrat ve İncil'i kendilerine yöneltme girişimleridir..Oysa ilahi öğretilerde Tanrı(!), insanın kendisine yani,Barışa, Kardeş olmaya, Adil Paylaşıma, Huzura, Üretime, Eşitliğe  yönelmesini tavsiye eder..       Türkiye, hem milleti hem devleti olarak köklü bir muktesebatın sahibi olarak, bu bölgesel korsan oluşumları ve bunların arkasında duran küresel Kötülük anatomisini inceleyerek insanlığa bunu göstermek şartı ile küresel bir Barış ve Hukuk Düzenine öncülük edecek donanıma sahiptir..     Bugün Akdenizin doğusu ve batısında sözde varlık iddiasını sürdüren ve kendini devlet zannedenler, işte Yunanın ve İsrailin, ciddiye bile alınmayacak olan korsanlarıdır.Ve tarihte korsanlara ait olmak üzere hiç bir iyilik izi bulunmamaktadır. Karadenizdeki istikrarın en temel sebebi, şüphesiz köklü Türk ve Rus devletler manzumesidir. Akdenizin ve Egenin içinde bulunduğu koşulların sebebi ise baştan beri izah edilen hususlardır..    Sonuç itibariyle, uluslararası ilişkiler ağının en temel yaklaşımlarından olan diplomatik iradesi, devlet, millet ve insanlık bilinci son derece açık  bir zihin dokusunun diplomaside, ve dış politika ekseninde, etkin olması gerekir.. Bu zihniyet, bu etkinliğini elbette, savunma alanında elinde bulundurduğu etkin taarruz argümanlarının yanı sıra, ekonomik düzlemde reel üretim ve adil istikrara dayanan Ekonomik Sisteme, Ahlaki ve Bilimsel alanda, çok önemli bir vizyon çizerek, toplumunun tamamına entelektüel ve Vizyoner bir derinlik kazandıran, İlmi  düzene sahip olmalıdır....   Bugünkü siyasal irade, göreceli bir halk desteğine dayanan bir güç olarak varlık idame etse de, devletin bilincindeki yirmi yıllık kayıt defterinde,  korsanlığa dayanan, yapay toplama bir hükümet olduğu günü gelince beyan edilecektir..!   Yeni Dünya, Türkiye Cumhuriyetinin insanlığa öncülük ederek, inşa edeceği kudretli Adil bir Düzen ile tesis edilecektir. Bunu da, yapay ve korsan, dış güdümlü acizler değil, Milletin bizatihi İmanını temsil eden, Şuur gerçekleştirecektir.    Mehmet Sıtmapınar /Uluslararası İlişkiler
Ekleme Tarihi: 20 Kasım 2021 - Cumartesi

Bölgesel, Örülü Korsan Kuşak Nasıl Çözülmeli?

 Uzak Asyadan, Latin Amerikan atlantiğine uzanan kapsamlı hakimiyet örgüsü(!) , Kuzey Avrupa'da filizlenip, Kanada'da yeşerip, Rusya politiğinden kök atmıştır..Parasal paradosku en büyük güç jargoju olarak kullanan Avrupa-i zihin, İtalyayı coğrafi üs haline getirerek üretim ve alınterine faizi ördü.. Böylece dünyaya giydirilecek gömleğin ilk düğümleri atılmış oldu. Şüphesiz bu serüvenin iktisadi ve siyasi fiileri 17.yyda kendini göstermektedir..

 

   Teolojik terminolojinin(!!) , özünden ve rotasından uzaklaştırılan, temel doğrulardan aşındırılmış sapmalar dürtüsü olduğuna göre , sapmaların savurduğu bir akımla yetiştirilen Avrupa ve Amerikan yasamalarının bütün seçilmişleri, küresel yozlaşmaya aktörlük yapmaya mahkum edildiler..

   Para ve Siyasi gücün, Orta ve kuzey Avrupa'nın markası haline getirilmesi şüphesiz, Brintanya Lordları ile Eyfel Mösyölerini! esir alan karanlık taassubun eseridir.. 

Dar kapsamlı bir alanda, uçsuz bucaksız dünya tarihinin karanlık yüzünü en grift yönleri ile açıklamak mümkün değildir.. Ancak asıl konumuzun izahatını rahat ifade etmek adına pek tabi olarak, bölgesel istikrarsızlığın baş aktötürünün, küserel bozgun düzeneği olduğunu görmemezlikten gelemezdik..

    Türkiyemizin bölgeye dönük jeopolitik bilincini tetikleyen ve etkileyen en önemli unsurlar;coğrafi, tarihi, dini, ve kültürel medeniyet etkileşimleri başlıcalarıdır.. Kaçınılmaz bir saydamlıkla, devlet olma bilincini bu çerçevede açık tutan temel yaklaşım ise bu unsurları bünyelerinde barındıran karşıt, ya da taraf olan devletler topluluğudur..    

     Bölgesel ve küresel barışın tesisinde, Köklü devlet ve köklü millet olma muktesebatı yatmaktadır.. İşte bu muktesebatı belirleyen paradigma ise yukarıda ifade edilen unsurlardır..

Nevar ki, bazı köklü milletler köklü devlete sahip olamadı, bazı köklü devletler köklü millete sahip olamadılar.. Şüphesiz bazıları da her ikisine  sahip olma kudretine şansına sahiptir. İşte Türkiye bu üçüncü gruptadır..

 

   Küresel istikrarsızlığı, bölgesel yapay oluşumlar üzerinden tesis etme gayreti içinde olan güç odağı, Türkiye Cumhuriyetinin, küresel anlamda bir güç alternatifi olma potansiyelini bünyesinde barındırdığının pek tabi farkında. Son dönem Türk  yöneticileri, bunun fevkinde olmasa bile!!

 

    Bu istikrarsızlık kuşağının örülmüş en bariz renklerinden olan Yunanistan, Ermenistan, İsrail, gibi devletler birer Korsan devlettir.. Milletleri, tarihin derinliklerinden gelen kadim topluluklar olmasına rağmen, bu kadim milletlerin oluşturduğu bu  devletler, bugün dünyanın istikrarsız, karmaşa, yozlaşma, kin ve kan serüvenine katkıda bulunan en bariz topluluklardır.. Birleşik Devletler ise, hem milleti hem devleti itibariyle, dünya tarihinin tek köksüz korsan devletidir..!

   Bu, korsanlığa dayalı bölgesel istikrarsızlığı, süreklilik esasına dayalı bir istikrara sokan bu İsrail, Yunan, Ermenistan, ve Abd devlet milletlerinin, bu fıtrat üzerinde ısrar ve inatla bulunmalarını tetikleyen  en temel sebep,  İlahi öğretilerden ve temeli, Hukuka, Barışa ve Kardeş olmaya dayanan, Tevrat ve İncil'i kendilerine yöneltme girişimleridir..Oysa ilahi öğretilerde Tanrı(!), insanın kendisine yani,Barışa, Kardeş olmaya, Adil Paylaşıma, Huzura, Üretime, Eşitliğe  yönelmesini tavsiye eder..

 

    Türkiye, hem milleti hem devleti olarak köklü bir muktesebatın sahibi olarak, bu bölgesel korsan oluşumları ve bunların arkasında duran küresel Kötülük anatomisini inceleyerek insanlığa bunu göstermek şartı ile küresel bir Barış ve Hukuk Düzenine öncülük edecek donanıma sahiptir..

    Bugün Akdenizin doğusu ve batısında sözde varlık iddiasını sürdüren ve kendini devlet zannedenler, işte Yunanın ve İsrailin, ciddiye bile alınmayacak olan korsanlarıdır.Ve tarihte korsanlara ait olmak üzere hiç bir iyilik izi bulunmamaktadır. Karadenizdeki istikrarın en temel sebebi, şüphesiz köklü Türk ve Rus devletler manzumesidir. Akdenizin ve Egenin içinde bulunduğu koşulların sebebi ise baştan beri izah edilen hususlardır..

   Sonuç itibariyle, uluslararası ilişkiler ağının en temel yaklaşımlarından olan diplomatik iradesi, devlet, millet ve insanlık bilinci son derece açık  bir zihin dokusunun diplomaside, ve dış politika ekseninde, etkin olması gerekir.. Bu zihniyet, bu etkinliğini elbette, savunma alanında elinde bulundurduğu etkin taarruz argümanlarının yanı sıra, ekonomik düzlemde reel üretim ve adil istikrara dayanan Ekonomik Sisteme, Ahlaki ve Bilimsel alanda, çok önemli bir vizyon çizerek, toplumunun tamamına entelektüel ve Vizyoner bir derinlik kazandıran, İlmi  düzene sahip olmalıdır....

  Bugünkü siyasal irade, göreceli bir halk desteğine dayanan bir güç olarak varlık idame etse de, devletin bilincindeki yirmi yıllık kayıt defterinde,  korsanlığa dayanan, yapay toplama bir hükümet olduğu günü gelince beyan edilecektir..!

  Yeni Dünya, Türkiye Cumhuriyetinin insanlığa öncülük ederek, inşa edeceği kudretli Adil bir Düzen ile tesis edilecektir. Bunu da, yapay ve korsan, dış güdümlü acizler değil, Milletin bizatihi İmanını temsil eden, Şuur gerçekleştirecektir. 

 

Mehmet Sıtmapınar /Uluslararası İlişkiler

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.