Arapça’da “kararlılık” ya da “sarsılmaz azim” anlamına gelen Sumud, 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan sonra Filistin halkının diline ve kalbine yerleşen bir kavram oldu. Bu kelime, yalnızca direnmek değil; aynı zamanda kök salmak, kimliğini yaşatmak, kültürünü korumak ve adaletin yanında durmak demektir. Bugün “Küresel Sumud Filosu” işte bu anlamın somutlaşmış hali olarak, tarihe geçecek bir yolculuğa çıktı.
Dünyanın farklı ülkelerinden yüzlerce insan, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukanın kaldırılması, insani yardım koridorlarının açılması ve Filistin halkıyla dayanışmanın yükseltilmesi için teknelere bindi. Aktivistler, sanatçılar, politikacılar, doktorlar, gazeteciler… Kısacası insanlığın farklı yüzleri bir araya geldi. İsveç’ten Greta Thunberg, İrlanda’dan aktör Liam Cunningham, İspanya’dan Eduardo Fernandez, Barselona’nın eski belediye başkanı Ada Colau ve daha nice isim, dünyanın vicdanını bu filo ile temsil ediyor.
Bugüne kadar deniz yoluyla Gazze’ye ulaşmayı deneyen en büyük insani yardım girişimi olan bu filo, yalnızca Filistin için değil, aslında tüm insanlık için bir sınav niteliğinde. Çünkü bu yolculuk, zulme sessiz kalmamayı, umudu diri tutmayı ve dünyaya barışçıl bir direnişin mümkün olduğunu haykırıyor.
44 Ülke, 1000’den Fazla Kahraman
Küresel Sumud Filosu’na 44 ülkeden, 1000’in üzerinde gönüllü katılıyor. Her teknede 30-40 kişilik gruplar halinde, farklı milletlerden insanlar bulunuyor. Katılımcılar arasında yalnızca Müslümanlar değil; Hristiyanlar, Yahudiler, ateistler, farklı inançlardan yüzlerce kişi var.
Bu tablo bize, insanlığın vicdanının din, dil, ırk sınırlarını aştığını, ortak bir adalet talebinde buluştuğunu gösteriyor.
Türkiye’nin Sessizliği
Ancak tüm bu kararlılığın ve kahramanlığın yanında, kendi ülkemizdeki duyarsızlık dikkat çekiyor. Evet, bazı kesimler destek veriyor; ama genel anlamda toplumun büyük kısmı sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi hayatına devam ediyor. Gazze’de çocuklar bombalanırken biz tatil beldelerinden, sosyal medyanın sığ gündemlerinden başımızı kaldırmıyoruz. Oysa ki bu filo, sadece denizde değil; karada da desteklenmeli, kamuoyunda daha güçlü sesler yükselmelidir.
Karasal Dayanışmanın Önemi
Küresel Sumud Filosu kahramanca yola çıkarken, bizlere de görev düşüyor: Onların sesini duyurmak. Karada yapılacak eylemler, yürüyüşler, basın açıklamaları, sosyal medya kampanyalarıyla bu direnişin yankısını büyütmeliyiz. Çünkü bu filo yalnızca denizleri aşmakla kalmıyor; aynı zamanda gönüllerimize bir mesaj bırakıyor: “Vicdanınızla nerede duruyorsunuz?”
Son Söz
Küresel Sumud Filosu, bir insanlık çağrısıdır. Vicdanı olan herkesin, kimliğini, inancını bir kenara bırakıp bu çağrıya kulak vermesi gerekir. Tarih, denize açılan bu binlerce insanı kahraman olarak yazacak. Asıl mesele şu: Bizler onların yanında saf tutacak mıyız, yoksa sessizliğimizle zalimlerin yanında mı görüneceğiz?
