Elzem Bir Çağrı: Zulme Dur Demek, Bayramları Bayram Yapmak ve Erişilebilirliği Artırmak
Dünya sahnesi, ne yazık ki, mazlum coğrafyalardan yükselen feryatlarla yankılanmaktadır. Doğu Türkistan'dan Gazze'ye, Yemen'den Myanmar'a (Arakan), Afrika'nın çeşitli köşelerine kadar uzanan zulüm zinciri, Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda derin yaralar açmaktadır. Bu zulümlerin bir an evvel son bulması, bayramların hakiki manasıyla kutlanabilmesi, insanlık vicdanının ortak arzusudur. Bayramlar, sevinç, huzur ve dayanışma sembolleridir; ancak bu sembollerin anlamı, acı ve gözyaşıyla gölgelenmemelidir.
Bu acı tablo içinde, savaşların ve zulmün en ağır bedelini ödeyenlerden biri de engelli kardeşlerimizdir. Savaşlarda yaralanan, zulümle karşı karşıya kalan engellilerin yaşamlarını kolaylaştırmak, erişilebilirliklerini artırmak ve onlara saygı duyarak destek olmak, hepimizin insani sorumluluğudur. Erişilebilirlik sadece fiziksel engellerin ortadan kaldırılması değil, aynı zamanda zihinsel engellerin de aşılması anlamına gelmektedir. Farkındalığı artırmak, empati kurmak ve engelli bireylerin toplumsal hayata tam ve eşit katılımını sağlamak, vicdani bir gerekliliktir.
Unutulmamalıdır ki, saygı ve sevgi, sağlıklı bir toplumun temel taşlarıdır. Farklılıklara rağmen bir arada yaşama kültürünü geliştirmek, hoşgörüyü yaymak ve ötekileştirmeye karşı durmak, zulmün panzehiridir. İnsan onurunu her şeyin üstünde tutarak, tüm canlılara şefkatle yaklaşmak, daha adil ve yaşanabilir bir dünya inşa etmenin yegane yoludur. Bu nedenle, zulme karşı sesimizi yükseltmeli, mazlumların yanında yer almalı, engelli kardeşlerimize sahip çıkmalı ve sevgiyle, saygıyla yoğrulmuş bir toplumun inşası için el birliğiyle çalışmalıyız. Ancak o zaman, bayramları gerçek anlamıyla kutlayabilir ve insanlığın ortak vicdanını rahatlatabiliriz.
