yandex
Ali ŞİMŞEK
Köşe Yazarı
Ali ŞİMŞEK
 

İlim Çin’de de Olsa… Engelli Öğretmenlerimiz Engelleri Aşıp Işık Oluyor

“Bir Harf Öğretene 40 Yıl Hürmet…” Engelli Öğretmenlerimizin Sessiz Kahramanlığı Merhabalar… Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü… Yıllardır söylenen, fakat her söyleyişimizde kalbimizde yeniden derinleşen bir söz vardır: “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” — Hz. Ali (r.a.) Bu söz, sadece bir teşekkürü değil, ilme verilen hürmeti, öğretmene duyulan minneti, bilginin insanı nasıl yücelttiğini anlatır. Bizim medeniyetimizde ilim, insanın varoluş yolculuğunun en değerli azığıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v) de: “İlim Çin’de de olsa gidip alınız.” buyurarak, bilginin sınır tanımadığını; coğrafyayı, şartları, imkânları aşan bir yolculuk olduğunu bize öğretir. Bu iki büyük öğreti, bugün hâlâ yolumuzu aydınlatıyor. Ama özellikle bugün, öğretmenliğin en sessiz, en kıymetli kahramanlarından söz etmek gerekiyor: **Engelli Öğretmenler… Sessizliğin İçinde Bir Direniş, Zorluğun İçinde Bir Azim** Türkiye’nin dört bir yanında, kimisi beyaz bastonuyla sınıfa giren… Kimisi işitme cihazıyla öğrencisinin sesine kulak veren… Kimisi tekerlekli sandalyesiyle tahtaya uzanan… Kimisi albinizm nedeniyle ışığın altında güçlükle duran… Ve kimisi yüzde doksan görme kaybıyla bile bir öğrencinin kalbine ışık olmaya çalışan onlarca, yüzlerce engelli öğretmenimiz var. Onlar, bu ülkenin en sessiz ama en büyük hikâyesini yazıyorlar. Birçoğu için okul merdivenleri bile bir engel iken, onlar o merdivenleri aşarak çocuklara hayatın engellenemeyecek tek şeyin ilim olduğunu öğretiyor. Görme engelli öğretmen, öğrencisine ışığı; işitme engelli öğretmen sesi; bedensel engelli öğretmen ise dik durmanın ne demek olduğunu öğretiyor. Kısacası; engelliler sadece ders anlatmıyor… Var oluşlarıyla bir insanın asıl gücünün yüreğinde olduğunu gösteriyorlar. **Ama Zorluklar Bitiyor mu? Hayır… Sessizce Büyüyen Bir Mücadele Var** Engelli öğretmenlerimizin önemli bir kısmı hâlâ: Fiziksel erişilebilirliği olmayan okullarda, Uygun olmayan sınıf koşullarında, Yetersiz ekipmanlarla, Atama, uyum ve görev düzenlemelerinde çeşitli engellerle mücadele etmek zorunda kalıyor. Oysa bir ülkenin geleceğini inşa eden öğretmenlerimizin hiçbirinin, özellikle de engeli nedeniyle çifte zorluk yaşayan öğretmenlerimizin, bu mücadeleyi tek başına vermemesi gerekir. Bir öğretmenin bastonunun takıldığı rampa, aslında hepimizin eğitim vicdanının takıldığı bir rampadır. Bir öğretmenin göremediği tahtayı, aslında bizim görmezden geldiğimiz hakikatler karartır. Bir öğretmenin ulaşamadığı sınıf, bizim ulaşmakta zorlandığımız merhametin bir yansımasıdır. **Öğretmenlik, Sadece Bir Meslek Değil… Bir İmanın, Bir Davanın, Bir Ahlakın Adıdır** Engelli öğretmenlerimiz, Hz. Ali’nin “bir harf” sözünü her gün adeta yeniden yaşatıyor: Bir harf öğreterek kırk yıllık değil, bir ömrün saygısını hak ediyorlar. Onlar Peygamber Efendimizin “İlim Çin’de de olsa…” sözünü kendi hayatlarında tefsir ediyorlar: Engelleri aşarak ilme gidiyor, ilmi öğrenciye ulaştırıyor ve çocuklara azmin nasıl bir ibadet olduğunu gösteriyorlar. Bu yüzden bugün, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde en yüksek selâmı onlara göndermek gerekiyor: Tüm engellere rağmen, her sabah sınıfa umut taşımaya devam eden öğretmenlerimize… Bastonu kitap kokusuyla buluşanlara… Tekerlekli sandalyesiyle sınıfın kalbini döndürenlere… Azmini sesiyle, şefkatini dokunuşuyla öğretenlere… Sizler, bu ülkenin görünmeyen kahramanlarısınız. Sizler, engeli değil, insana değer vermeyi öğreten gerçek öğretmenlersiniz. Son Söz… Bugün öğretmenlerimizi anarken, engelli öğretmenlerimizi de görünür kılmak bizim vicdani borcumuzdur. Bir toplumun medeniyeti yalnızca büyük binalarla değil, öğretmenine gösterdiği hürmetle ölçülür. Ve biz biliyoruz ki: Bir ülkenin kaderini, bir öğretmenin tebeşiri değiştirir. Bir öğrencinin kaderini ise çoğu zaman bir engelli öğretmenin kalbi… Öğretmenlerimizin günü kutlu olsun. Engelli öğretmenlerimizin yüreği ise her gün ışık saçsın…
Ekleme Tarihi: 24 Kasım 2025 -Pazartesi

İlim Çin’de de Olsa… Engelli Öğretmenlerimiz Engelleri Aşıp Işık Oluyor

“Bir Harf Öğretene 40 Yıl Hürmet…” Engelli Öğretmenlerimizin Sessiz Kahramanlığı

Merhabalar…

Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü…
Yıllardır söylenen, fakat her söyleyişimizde kalbimizde yeniden derinleşen bir söz vardır:

“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” — Hz. Ali (r.a.)

Bu söz, sadece bir teşekkürü değil, ilme verilen hürmeti, öğretmene duyulan minneti, bilginin insanı nasıl yücelttiğini anlatır.
Bizim medeniyetimizde ilim, insanın varoluş yolculuğunun en değerli azığıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v) de:

“İlim Çin’de de olsa gidip alınız.” buyurarak, bilginin sınır tanımadığını; coğrafyayı, şartları, imkânları aşan bir yolculuk olduğunu bize öğretir.

Bu iki büyük öğreti, bugün hâlâ yolumuzu aydınlatıyor.
Ama özellikle bugün, öğretmenliğin en sessiz, en kıymetli kahramanlarından söz etmek gerekiyor:

**Engelli Öğretmenler…

Sessizliğin İçinde Bir Direniş, Zorluğun İçinde Bir Azim**

Türkiye’nin dört bir yanında, kimisi beyaz bastonuyla sınıfa giren…
Kimisi işitme cihazıyla öğrencisinin sesine kulak veren…
Kimisi tekerlekli sandalyesiyle tahtaya uzanan…
Kimisi albinizm nedeniyle ışığın altında güçlükle duran…
Ve kimisi yüzde doksan görme kaybıyla bile bir öğrencinin kalbine ışık olmaya çalışan onlarca, yüzlerce engelli öğretmenimiz var.

Onlar, bu ülkenin en sessiz ama en büyük hikâyesini yazıyorlar.

Birçoğu için okul merdivenleri bile bir engel iken, onlar o merdivenleri aşarak çocuklara hayatın engellenemeyecek tek şeyin ilim olduğunu öğretiyor.
Görme engelli öğretmen, öğrencisine ışığı; işitme engelli öğretmen sesi; bedensel engelli öğretmen ise dik durmanın ne demek olduğunu öğretiyor.
Kısacası; engelliler sadece ders anlatmıyor…
Var oluşlarıyla bir insanın asıl gücünün yüreğinde olduğunu gösteriyorlar.

**Ama Zorluklar Bitiyor mu?

Hayır… Sessizce Büyüyen Bir Mücadele Var**

Engelli öğretmenlerimizin önemli bir kısmı hâlâ:

  • Fiziksel erişilebilirliği olmayan okullarda,

  • Uygun olmayan sınıf koşullarında,

  • Yetersiz ekipmanlarla,

  • Atama, uyum ve görev düzenlemelerinde çeşitli engellerle
    mücadele etmek zorunda kalıyor.

Oysa bir ülkenin geleceğini inşa eden öğretmenlerimizin hiçbirinin, özellikle de engeli nedeniyle çifte zorluk yaşayan öğretmenlerimizin, bu mücadeleyi tek başına vermemesi gerekir.

Bir öğretmenin bastonunun takıldığı rampa, aslında hepimizin eğitim vicdanının takıldığı bir rampadır.
Bir öğretmenin göremediği tahtayı, aslında bizim görmezden geldiğimiz hakikatler karartır.
Bir öğretmenin ulaşamadığı sınıf, bizim ulaşmakta zorlandığımız merhametin bir yansımasıdır.

**Öğretmenlik, Sadece Bir Meslek Değil…

Bir İmanın, Bir Davanın, Bir Ahlakın Adıdır**

Engelli öğretmenlerimiz, Hz. Ali’nin “bir harf” sözünü her gün adeta yeniden yaşatıyor:
Bir harf öğreterek kırk yıllık değil, bir ömrün saygısını hak ediyorlar.

Onlar Peygamber Efendimizin “İlim Çin’de de olsa…” sözünü kendi hayatlarında tefsir ediyorlar:
Engelleri aşarak ilme gidiyor, ilmi öğrenciye ulaştırıyor ve çocuklara azmin nasıl bir ibadet olduğunu gösteriyorlar.

Bu yüzden bugün, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde en yüksek selâmı onlara göndermek gerekiyor:

Tüm engellere rağmen, her sabah sınıfa umut taşımaya devam eden öğretmenlerimize…

Bastonu kitap kokusuyla buluşanlara…
Tekerlekli sandalyesiyle sınıfın kalbini döndürenlere…
Azmini sesiyle, şefkatini dokunuşuyla öğretenlere…

Sizler, bu ülkenin görünmeyen kahramanlarısınız.
Sizler, engeli değil, insana değer vermeyi öğreten gerçek öğretmenlersiniz.

Son Söz…

Bugün öğretmenlerimizi anarken, engelli öğretmenlerimizi de görünür kılmak bizim vicdani borcumuzdur.
Bir toplumun medeniyeti yalnızca büyük binalarla değil, öğretmenine gösterdiği hürmetle ölçülür.

Ve biz biliyoruz ki:

Bir ülkenin kaderini, bir öğretmenin tebeşiri değiştirir.
Bir öğrencinin kaderini ise çoğu zaman bir engelli öğretmenin kalbi…

Öğretmenlerimizin günü kutlu olsun.
Engelli öğretmenlerimizin yüreği ise her gün ışık saçsın…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.