yandex
Halil İbrahim AVARA
Köşe Yazarı
Halil İbrahim AVARA
 

AFFETMEK ÖZGÜRLÜKTÜR

İnsanız ve haliyle de hassas yaratılmışlarız. Bizi kışın soğuğundan, yağmurdan, çamurdan ve hatta fiziksel darbelerden koruyacak bir kürkümüz bile yok. Aslan gibi yırtıcı dişlerimiz, kirpi gibi oklarımız, yılan gibi öldürücü zehrimiz ve buffalonun ki kadar güçlü boynuzlarımız yok. Düşünüyorum da bu kadar güçsüz ve hassas yaratılma sebebimiz: etkin kullanıldığı taktirde bizi güçlü ve üstün kılacak olan akıl nimetiyle şereflenmiş olmamız.                 Akıl nimetini etkin kullanarak evlerimizi inşaa eder, tüketeceğimiz gıdaları ve giyeceğimiz kıyafetleri üretebiliriz. Dugusal olarak da çok kırılgan ve hassasız. En çok da yakın addettiğimiz ailemizde, iş yerinde veya okulda arkadaşlarımıza kırılır küseriz. Kısacası yakın temas halinde olduklarımıza kırgınızdır. Afrika kıtasında yaşayan bir siyahiye neden kırılıp küselim ki?                 Dargın ve küs olmak kadar bireyin ayaklarına pranga vuran bir duygu daha olmasa gerek. Eger affetmemişseniz bir parçanızın her zaman dargınlığın, öfkenin acının veya bir çeşit ızdırabın tutsağı olursunuz. Bu durum ise tıpkı hayat boyu freni kısmen basılı bir bisiklet sürmeye çalışmak gibidir. Affetmediğiniz taktirde yavaşlar, ilerleyemez ve hayal kırıklığına uğrarsınız.                 Affetmek bizi geçmişin zincirlerinden kurtarır ve gerçek potansiyelimizin farkına varmamıza olanak tanır. Duygusal ve zihinsel enerjimizin üstündeki yükü atar ve onları daha iyi bir yaşam için kullanmamızı sağlarız.                 Affettiğimizde daha iyi bir koca, hanım, öğretmen, öğrenci, çalışan ve daha iyi bir ebeveyn veya çocuk oluruz.                 Yazımı Halil Cibran’ a ait olan, affetmeyi çok iyi özetlediğini düşündüğüm şu sözlerle bitirmek istiyorum:                 Affetmek, o kişiyi sevmek değil.                 Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.                 Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.                 Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.                 Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.                 Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil,                 Affetmek, o kişiyi haklı bulmak değil.                 Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.                 Affetmek, kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden özgürlüğe kavuşmaktır.                 Affetmek, artık acıyı hissetmemektir. Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir. ’Duygusal unutma’ affetmenin diğer bir adıdır.                 Efendim, sürç i lisan ettiysek affola.
Ekleme Tarihi: 11 Aralık 2021 - Cumartesi

AFFETMEK ÖZGÜRLÜKTÜR

İnsanız ve haliyle de hassas yaratılmışlarız. Bizi kışın soğuğundan, yağmurdan, çamurdan ve hatta fiziksel darbelerden koruyacak bir kürkümüz bile yok. Aslan gibi yırtıcı dişlerimiz, kirpi gibi oklarımız, yılan gibi öldürücü zehrimiz ve buffalonun ki kadar güçlü boynuzlarımız yok. Düşünüyorum da bu kadar güçsüz ve hassas yaratılma sebebimiz: etkin kullanıldığı taktirde bizi güçlü ve üstün kılacak olan akıl nimetiyle şereflenmiş olmamız.

                Akıl nimetini etkin kullanarak evlerimizi inşaa eder, tüketeceğimiz gıdaları ve giyeceğimiz kıyafetleri üretebiliriz. Dugusal olarak da çok kırılgan ve hassasız. En çok da yakın addettiğimiz ailemizde, iş yerinde veya okulda arkadaşlarımıza kırılır küseriz. Kısacası yakın temas halinde olduklarımıza kırgınızdır. Afrika kıtasında yaşayan bir siyahiye neden kırılıp küselim ki?

                Dargın ve küs olmak kadar bireyin ayaklarına pranga vuran bir duygu daha olmasa gerek. Eger affetmemişseniz bir parçanızın her zaman dargınlığın, öfkenin acının veya bir çeşit ızdırabın tutsağı olursunuz. Bu durum ise tıpkı hayat boyu freni kısmen basılı bir bisiklet sürmeye çalışmak gibidir. Affetmediğiniz taktirde yavaşlar, ilerleyemez ve hayal kırıklığına uğrarsınız.

                Affetmek bizi geçmişin zincirlerinden kurtarır ve gerçek potansiyelimizin farkına varmamıza olanak tanır. Duygusal ve zihinsel enerjimizin üstündeki yükü atar ve onları daha iyi bir yaşam için kullanmamızı sağlarız.

                Affettiğimizde daha iyi bir koca, hanım, öğretmen, öğrenci, çalışan ve daha iyi bir ebeveyn veya çocuk oluruz.

                Yazımı Halil Cibran’ a ait olan, affetmeyi çok iyi özetlediğini düşündüğüm şu sözlerle bitirmek istiyorum:

                Affetmek, o kişiyi sevmek değil.

                Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.

                Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.

                Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.

                Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.

                Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil,

                Affetmek, o kişiyi haklı bulmak değil.

                Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.

                Affetmek, kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden özgürlüğe kavuşmaktır.

                Affetmek, artık acıyı hissetmemektir. Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir. ’Duygusal unutma’ affetmenin diğer bir adıdır.

                Efendim, sürç i lisan ettiysek affola.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolbolhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.