Mevlana müzesi civarında bir arkadaşı tarafından haksızlığa uğratıldığını düşünen bir şahıs öfkeyle bağırıp çağırıyor; telefondaki şahısa ‘Hak yemem ama hakkımı da yedirmem. Çık karşıma, kaçmakla bu iş olmaz. İt, uğursuz, hırsız kaçar. Çık karşıma yüzleşmeliyiz diye oradan oraya volta atarak sesi kısılana dek bağırıyordu. Etrafını saran meraklı kalabalık olayı anlamayıp ben de dahil acaba nasıl bir haksızlığa uğradı diye düşünmekten kendimizi alamadık. Hak, haksızlık neydi? Muhatabıyla yüzleşmekten kaçırtan neydi? Acaba özel hayatın gizliliği ilkesini ve Cenab’ı Hakk’ın settar ismini hiçe sayıp dedikodu kazanı mı kaynatılıyordu? Belki de alacaklısıydı hayatın?                 Hak kavramı, kur’an’ın en temel kavramlarından biridir. Manevi tarafıyla insanın Allah’a ve nefsine karşı olan hakları maddi tarafıyla ise söz gelimi fakirin hakkı, komşuluk hakkı, dostluk hakkı, hayvan hakkı, eş hakkı, evlat hakkı...                 İş yerlerinde adam kayırılıp daha pasif kalana mobbing uygulayıp sindirme politikası yapılır, ilk fırsatta ilçeye sürülür. Amir pis pis sırıtarak daha yeni abdest aldım bende yalan da yok hilaf da yok senin iyiliğin için bu işleri sana verdim, bu pozisyon sana iyi gelecek, tüm uğraşım senin iyiliğin için? Kul hakkı bu işin neresinde.                 ‘Hacı adamım ben, düğünlere gidip rakseden nasipsiz kadınları, kızları seyredemem. Dinime imanıma zarar gelir. Diyenin miras paylaşımındaki adaletsizliği ve kız kardeşlerine değersiz olan yerlerden taksim etme girişimi miras hakkının dinimizdeki yerini düşündürttü doğrusu. Kardeş hakkı bu işin neresinde.                 Üç çocuğuyla hayata tutunmaya çalışan kadın merdiven silerek rızkını temin ederken ayyaş koca yanında getirdiği bir kadınla eve gelir ve hanımına hitaben artık birlikte yaşayacağız, dinimizde dörde kadar müsaade var. Bağırma mel’un kadın. Eş hakkı bunun neresinde.                 Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bir ilimizde yılkı atları baharda ve yazda yük taşımacılığında kullanılmakta ve yemi samanı verilmektedir. Havalar soğuyup tabiat acı yüzünü göstermeye başladığında bu hayvanlar aç susuz doğaya bırakılmakta tabiri caizse ölüme terk edilmektedirler. Hayvan Hakkı bunun neresinde.                 Pazar yerlerinde adam yeminlerle ürününün kalitesini ispat derdinde. Tezgahın ön tarafında iyi domatesler arka tarafında ise çürük domatesler. Kese kağıdına ön taraftan iki üç tane güzel domates eklenir kalanı arka taraftaki çürük domateslerle doldurulur. Neymiş seçmek yasakmış. Kul hakkı bunun neresinde.                 Dahili olduğu gurubun dini içerikli toplantılarının birinden diğerine koşan tesettürlü hanım kardeşim boş vakitlerinde dedikodu kazanına odun taşıyarak ateşi harlamaktadır. Dilin kemiği yok kardeşim diyerek de haram fiiline haklılık pay eklemektedir. Dostluk, kardeşlik hakkı bunun neresinde.                 Amacım dini bütün müslüman kardeşlerimi eleştirmek değil. Eleştirim dini kimselere bırakmayan şeklen Müslümanlara, Dine bilinçsiz bir müslümanın vereceği zararı kırk kafir biraraya gelse veremez.                 Efendim sürç i lisan ettiysek affola.